Francis Ford Coppola’nın kızından sonra bu sefer de torunu sinema aleminde yönetmen olarak karşımıza çıkıyor! Gia Coppola, ünlü oyuncu James Franco’nun yazdığı ‘Palo Alto Stories’ kitabının uyarlandığı filmin hem senaristi hem de yönetmeni. Düşük bütçeli film başta James Franco, Emma Roberts olmak üzere Val Kilmer’in oğlu Jack Kilmer ve küçük bir rolde de olsa Val Kilmer gibi tanıdık oyuncularla dolu. Palo Alto yerleşim bölgesinde yaşayan bir grup gencin büyüme hikayelerine odaklanan film, karakterlerin ortak bir arkadaşlık bağı olmasına rağmen kendi hikayelerini anlatmasına olanak sağlıyor. Yönetmen Coppola, teyzesi Sofia Coppola’nın çizgisine benzer bir yönetmenlik anlayışıyla ve benzer donuk pastel renkleri tercih etmesiyle Continue reading
Category Archives: Yabancı Sinema
Il Capitale Umano (2013): Orta Sınıf İtalyan Filmi
Geçen yıl Oscar yarışında ipi göğüsleyen, senenin en iyi filmlerinden ‘La Grande Bellezza’dan sonra bu yıl İtalya ‘Il Capitale Umano’ filmiyle yabancı dilde en iyi film kategorisinde Oscar ödüllerine başvurdu. Paolo Vrzi’nin yönetmenliğinde İtalya’nın yaşadığı ekonomik sıkıntıların halkın farklı kesimlerinde oluşturduğu etkilere değinen film, sahip olduğu karakterler ile üst-orta-alt sınıftan insanların hayatlarına odaklanıyor ve bir trafik kazasının sonucunda insan değerini ölçmeye çalışıyor. ‘La Grande Bellezza’ filmi belirgin bir konuya sahip olmadan pek çok farklı metne sahip Continue reading
The Portrait of a Lady (1996): Bir Kadının Kırık Portresi
Jane Campion’un Henry James’in aynı adlı romanından 1996 yılında uyarladığı filmin başrollerinde Nicole Kidman, John Malkovich, Barbara Hershey, Martin Donovan, Mary Louise Parker, Ch ristian Bale ve Viggo Mortessen rol alır. Yönetmen dünya çapında tanınmasını sağlayan Piyano’nun ardından Hollywood’la buluşur ve bunun ilk ürünü olan Bir Kadının Portresi’nde starların oynaması, atmosfer yaratımında kapalı mekânın daha çok kullanılması, başarılı bir oyunculuk dışında Masamdaki Melek’teki ya da Piyano’daki kanlı canlı karakter yaratımının yakalanamaması yönetmenin kendi kariyeri içinde düşüşe geçtiğini Continue reading
Still the Water (2014): Kabullenme Üzerine
Japan yönetmen Naomi Kawase’nin geçtiğimiz Cannes Film Festivali’nde genel olarak beğeniyle karşılanan yeni filmi “Still the Water”, Amami adındaki küçük ve kırsal bir Japon adasında yaşayan iki gencin büyüme hikayesini anlatıyor. Dolunayın gelmesiyle birlikte yöresel kutlamalar yapan ada halkı, ertesi gün tufan sonrası dalgaların kıyıya vurduğu bir ceset ile irkilir. Adada hemen hemen hiç suç olayına rastlanmadığını, ancak ara sıra kazaların yaşanabildiğini yöre halkından duyduktan sonra filmin odağı olay anını gören Kaito ve onun yeni tanıştığı kız arkadaşı Kyoko’ya çevrilir. Kaito cesedin denize vurduğunu gören ilk kişidir ve cesedin sırtındaki ejderha dövmesini gördükten sonra büyük bir korkuyla kaçmaya başlar, Kyoko ise Continue reading
Borgman (2013): Aydınlanma Çağı ve Voltaire Hikâyesi Olarak Borgman
Konuk Yazar: Serhat Halis
Batı metropol merkezli “çakma” hippi sanat akımı olarak yeni dönemdeki neo post-modernizm (belki de bunu artık post-postmodernizm olarak tanımlamak gerek) ve onun temsil ettiği diğer tüm yan şubelerini de içine alan akıl, tüm irriteliğiyle, merkezden etrafa doğru saçılan radyoaktif dalgalar gibi, kentten başlayarak taşraya ve Batı’dan başlayarak tüm dünyaya yayılmaktadır. Kapitalizmin gelinen bu aşamasında post-modernizm; politikadan felsefeye, sosyal yaşam ve kültürden “akademik ‘eğitim’e”, sanatın tüm dallarından sistemin kendini var ettiği ve yeniden ürettiği reklam, moda vb. gibi alanlara kadar her şeye bulaşmış gibi görünmektedir. Continue reading
Devil’s Knot (2014): Seri Üretim Suç Filmi
1993 yılında Arkansas’ın küçük bir kasabasında üç erkek çocuğun öldürülmesi ve sonrasında yaşananları konu alan Atom Egoyan imzalı film, Reese Witherspoon ve Colin Firth gibi ünlü oyunculara ve ilgi çekici, günümüze kadar etkisi süregelmiş güçlü bir hikayeye sahip. Üç çocuğun cesetlerinin bulunmasından sonra kasaba halkı, polis teşkilatı ve basın üçlüsü cadı avına çıkıp buldukları ilk şüphelileri cezalandırma yoluna giderler ancak bu avın gerçekleşmesine engel olmak isteyen dedektif Ron Lax olayın arka planında gizlenen kanıtların peşine düşer ve davanın suçlusu belli kolay bir dava olmaması gerektiği ortaya çıkar. Continue reading
Blackfish (2013) : ‘Masum’ İnsan ‘Katil’ Balina Avında
Katil balina Tilikum’un 2010 yılında Dawn Brancheau adındaki profesyonel eğitmeni öldürmesinden yola çıkarak, katil balinaların su parklarındaki esareti ve sadece parayı kıstas alan acımasız düzenin hikayesini anlatan ‘Blackfish/Karabalık’, aynı zamanda katil balinaların eski dönemden kalma lakabı. En güncel olay olarak 2010 yılındaki kaza anlık bir ihmalin sonucu oluşan bir vaka mı yoksa bu olayın özünde başka bir sorunun mu olduğu yönetmenin art arda sorduğu sorularla açıklanmaya çalışılıyor. Bu canlı türüne ‘katil balina’ diyerek insanoğlunun iki yüzlülüğünü göz önüne sermesi bir yana, genel olarak hikayeye baktığımızda Dawn Brancheau vakası pek çok Continue reading
Chungking Express (1994): Yalnızlık Paylaşılır Mı?
Wong Kar Wai her ne kadar pop-art kültürün özünü iyi kullanan bir yönetmen olsa da, düşüncelerini genel seyircinin beğeni anlayışına zorlamayı sevmez ve filmlerini hep kendine özgü, ‘kişisel’ bir bakış açısıyla anlatır. Godard’ın sanat yönetmenliği anlayışına yakın çizgilere sahiptir ve onun filmlerinden bahsederken akla gelecek ilk öğe kullandığı ‘sihirli makas’, ikinci öğe ise görüntülere eşlik eden büyülü müziklerdir. Hikayelerin başlangıç ve son noktalarından çok hikayeyi yaşayan karakterlerin ‘anlık’ derinliklerine inen usta yönetmen, ince bir işçilikle dizayn ettiği kurgusunu hep hikayeyi dışarıdan izleyen biri varmış gibi ‘özel’ bir gözün üzerinden şekillendirir. Continue reading
The Raid 2 Berandal : Kurtlar Vadisi Endonezya!
Aksiyon harikası “The Raid” filminin Dünya çapındaki başarısından sonra, yönetmen ve senarist Gareth Evans’ın bu filmi seriye dönüştürmesi, ekonomik olarak mantıklı bir ileri adım olsa da riskli bir karardı. “The Raid” filminde suçlularla dolu bir binaya giriş yapan bir grup polisin tuzağa düştüklerini anladıktan sonra binadan çıkma mücadelelerini izlemiştik, tek mekanda geçen filmlere alternatif olarak tek binada geçen bu film, sahip olduğu parlak fikre ek olarak yaratıcı dövüş sanatı koreografileriyle de seyirciyi mest etmişti. İkinci film binadan kurtulan Rama’nın abisinin intikamını almak için mafya alemine ‘kafa tutmasını’ konu alıyor. Continue reading
Prendimi L’Anima (2002): Sabina Spielrein’in Hikayesi
Sigmund Freud’un çalışmalarından şekillenen psikanaliz kavramı, hastanın zihinsel aktivitelerinin açıklanmasında bilinç dışı etkenleri inceleyen ve sayısız tedavi yöntemi içeren önemli bir kuram ve bu kuramın geliştiricileri başta Freud olmak üzere Carl Gustav Jung ve Sabina Spielrein’in hayat hikayeleri de dikkate değer. Psikoanaliz deyince akla gelen üç ismin; Freud, Jung ve Spielrein’in ortak hikayesini yakın zamanda David Cronenberg’in “A Dangerous Method” filminde izlemiştik. İtalyan yönetmen Roberto Faenza ise 2002 yapımı bu filmde daha çok Jung ile Spielrein arasındaki tutkulu hikayeye ve Spielrein’in psikanalizin ortaya çıkış sürecindeki pozisyonuna değiniyor, Freud ise Continue reading
