Norveç adına Oscar adayı olan, ancak son elemeleri geçemeyen ‘1001 Gram’ konusuyla ilgi çeken bir Kuzey Avrupa filmi. Marie, bir akreditasyon kuruluşunda çalışan bir bilim kadınıdır ve Fransa’da gerçekleştirilen bir seminere ideal ‘kilo’ prototipini götürmek üzere görevlendirilir. O sırada babasının sağlık sorunlarıyla da boğuşan Marie için hem seminer yolculuğu hem de babasının rahatsızlığı hayatı sorgulaması için bir fırsat olacaktır. If 2015 programında olan ‘1001 Gram’ Kuzey Avrupa sinemasının bütün özelliklerini taşıyor ve bu tipik ‘soğukluk’ hali, seyircinin hikâyeye adapte olmasına bir türlü imkan vermiyor. Continue reading
Category Archives: Norveç Sineması
A Thousand Times Good Night (2013): Savaş Fotoğrafçısının Ailesiyle İmtihanı
Bir savaş fotoğrafçısının gözünden kana bulanan topraklarda yaşanan trajediye tanıklık etme fikri, orijinal olmasa da iddialı ve ilgi çekici. Norveç, İsveç ve İrlanda ortak yapımı Erik Poppe imzalı “A Thousand Times Good Night” filmi bu fikirden yola çıkılarak ortaya konmuş naif bir film. Başrollerinde ünlü Fransız aktis Juliette Binoche ve “Game of Thrones” dizisinden tanıdığımız Nikolaj Coster-Waldau’nun oynadığı film, hikaye olarak sahip olduğu potansiyeli yansıtamıyor ve konuyu Hollywood sinemasına yakın bir yüzeysellikle işliyor.
Rebecca (Juliette Binoche) Afganistan’dan Afrika bölgesine kadar Dünya’da savaşın olduğu her yere gitmiş, dünyanın en iyi savaş fotoğrafçılarından biri. Afganistan’ın Kabil şehrinde canlı bomba olarak Continue reading
Pioneer (2013): Norveç’te Bir Hollywood Polisiyesi
1980’li yılların başlarında geçen Norveç filmi Pioneer, Kuzey Denizi’nde petrol ve gaz bulan Norveçlilerin suyun 500 m altından boru hattı döşeyerek petrolü ve gazı kontrol altına alma projesi çevresinde geçen, stratejik oyunların da bu uğurda hiç durmadan oynandığı bir hikayeye odaklanıyor. Yönetmen koltuğundaki isim daha önce ‘Prozac Nation’ ve ‘Insomnia’ filmlerinden tanıdığımız Erik Skjoldbjærg ve başrolde de yakın zamanda ‘Headhunters’ filminde Nicolai Coster Waldau ile birlikte döktüren Aksel Hennie bulunmakta. Bu sene 33. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde Dünya Festivallerinden bölümünde izleme fırsatı bulacağımız film çokça Hollywood aksiyon filmlerinin kendine has kalıplarından beslenen, hikayenin esrarı altında boğulan bir film.