Cavalo Dinheiro (2014):Ventura’nın Düşleri

Cavalo Dinheiro Portekizli yönetmen Pedro Costa’nın Cavalo Dinheiro / At Parası filmi, 2015 İf İstanbul’da seyircisiyle buluştu. Film, genelde göçmen sorunları ekseninde ilerleyen bir konuya sahip olsa da özelde, Lizbon’a göçmen olarak gelmiş ve hayatı boyunca ağır işlerde çalışarak geçimini sağlayan işçi Ventura’nın hikayesini anlatmaktadır. Filmin konusu ve söyleminin ayrıntılarına girmeden önce yönetmenin tekniğinden bahsetmek gerekir.

Costa, filmin başına koyduğu, hangi zamanda ve nerede çekildiği belli olmayan, yıkık dökük yerleri gösteren fotoğraflarla filmdeki mekanlar arasında bir geçişlilik sağlar. Filmdeki mekan dağılımı gösterilen fotoğraflar gibi belirsizdir. Continue reading

Advertisement

Life Itself (2014): Yıldızlar Roger Ebert’e

life-itself  Gene Siskel ile film eleştirmenliğine farklı bir boyut katmış, Hollywood Bulvarı’na adını yazdırmış, mesleğinde marka olmuş bir isim Roger Ebert. Yazdığı eleştirilerle uzun bir süre popüler sinemayı takip eden kesimin iyi/kötü anlayışını etkilemiş, baş parmağını yukarı kaldırmasıyla bir filmi gişe rekortmeni yapabilen bir ismin hayatının anlatıldığı bir film hakkında ne denilebilir? Steve James’in yönetmenliğini yaptığı, usta eleştirmenin son anlarına tanıklık eden ‘Life Itself’, hem vizyonda  hem de if2015 programındayken mutlaka sinema severler tarafından izlenmeli. Çünkü sinemaya gönül vermiş birinin nasıl bu sektöre dahil olduğu, çalışkanlığı ve kıvrak zekasıyla nasıl sektör içerisinde yer edindiği Continue reading

La Cérémonie (2014): Arzunun O Belirsiz Nesnesi

La Cerenomie

La Cérémonie/Seremoni filmi, kurmaca ile belgesel karışımı anlatımı ve konusunu otobiyografik bir hikayeden alması açısından, 14. !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Film Festivali’nin bu yılki dikkat çeken filmleri arasında yer alıyor. Filmde, Fransız yönetmen ve yazar Alain Robbe-Grillet’ın eşi Catherine Robbe-Grillet’ın hayatı anlatılırken yönetmen Lina Mannheimer, Catherine’in gerçek ile kurguyu ayrı iki yapı olarak değil birbiri içinde geçişleri olan ve birbirinden beslenen iki yapı olarak tanımlamasından hareketle, kurgusal sahneler ve röportajlarla ilerleyen bir yöntemi benimsemiş. Film teknik açıdan gerçek ile kurgu ayrımını seyircinin zihninde silikleştirecek bir anlatımdan ziyade,  Continue reading

The One I Love (2014): Terapist Tavsiyesi

the-one-I-love  Yazının başlığı ‘Terapist Tavsiyesi’ çünkü hikaye evliliklerinde sorun yaşayan Ethan ve Sophie’nin evlilik terapistine gitmesi ve terapistin yazlık bir villaya ikiliyi tatile gitmeleri için ikna etmesi üzerine başlıyor. Charlie McDowell imzalı 2014 yılının en ‘garip’ fantastik filmlerinden biri olan ‘The One I Love’ aslında son yarım saatlik dilimine kadar gayet başarılı ve kendi içerisinde tutumlu bir film ancak çoğu minimalist fantastik film gibi bu film de işin sırrı çözülmeye başladıktan sonra tabağa bir kepçe daha almaya çalışıp, bütün malzemeyi taşırıyor. If 2015 kapsamında izleyeceğimiz film, yüksek seyir kalitesi sayesinde festivalin ne izle geç filmlerinden, ne de unutulmazlardan. Continue reading

1001 Gram (2014): Norveç, Bir Başka Diyar

1001grams Norveç adına Oscar adayı olan, ancak son elemeleri geçemeyen ‘1001 Gram’ konusuyla ilgi çeken bir Kuzey Avrupa filmi. Marie, bir akreditasyon kuruluşunda çalışan bir bilim kadınıdır ve Fransa’da gerçekleştirilen bir seminere ideal ‘kilo’ prototipini götürmek üzere görevlendirilir. O sırada babasının sağlık sorunlarıyla da boğuşan Marie için hem seminer yolculuğu hem de babasının rahatsızlığı hayatı sorgulaması için bir fırsat olacaktır. If 2015 programında olan ‘1001 Gram’ Kuzey Avrupa sinemasının bütün özelliklerini taşıyor ve bu tipik ‘soğukluk’ hali, seyircinin hikâyeye adapte olmasına bir türlü imkan vermiyor. Continue reading

Rosewater (2014) : Yapay Gerçeklik, %100 Propaganda

Rosewater  2009 yılında İran’da casusluk suçlaması yüzünden göz altına alınan ve 118 gün göz altında işkence gören İran asıllı Kanadalı gazeteci Maziar Bahari’nin hikayesini anlatan ‘Rosewater’ filmi, ünlü televizyoncu Jon Stewart imzalı bir drama. Başrolünde Gael Garcia Bernal gibi usta bir oyuncunun olduğu filmde, sinemamızın önemli oyuncularından Haluk Bilginer de filmin oyuncu kadrosu arasında. Bu sene if2015 kapsamında izleyebileceğimiz film, bağımsız ruhtan uzak, stüdyo işi bir film ve bu ‘prodüksiyon’ havası film ile seyirci arasındaki duygusal geçişlerin tam olarak gerçekleşememesine sebep oluyor. Continue reading

Love is Strange (2014): Ölüm, Aşk Hikayesinin Neresinde?

Love-is-strangeIra Sachs’ın bu yılın merak edilen ve festivallerde beğeniyle karşılanan son filmi ‘Love is Strange’, kırk yıllık birlikteliklerini evlilikle taçlandıran Ben ve George’un hikayesini anlatıyor. If 2015 programı kapsamında gösterilecek olan film, hafif, sakin ve huzurlu bir atmosfere sahip ve izleyicisini yormadan hikayesini basit bir dille anlatıyor. Ne var ki, anlatılacak hikayenin fazla özellikli olmaması ve hikayenin bir noktadan sonra sadece bahsi geçen çiftin eşcinsel olması üzerinden ilerlemeye çalışması, ortaya kısır, fazla yenilik sunamayan, sönük bir filmin çıkmasına sebep oluyor. Daha sonra tekrar değineceğim ‘konusuz’ hikaye dezavantajına rağmen filmin elindeki en büyük koz Alfred Molina ve John Lithgow gibi oyunculara sahip olması. Continue reading

Tusk (2014): Anlamsız, Sebepsiz, Gereksiz…

Tusk

Hollywood seri filmleri haricinde çoğu filmi izlerken o filmin çekilme amacını merak ederim. Senaristin hayal dünyasında yaşananlar, gerçek hayatta karşılaştığı olayların perdeye yansıması hep merakımı çekmiştir ve bu yüzden ‘sebepsiz’ yere çekildiğini hissettiğim filmlere karşı hep mesafeli durmuşumdur. Tabi arka planda hemen hemen her filmin yapım amacı ‘para kazanmaktır’ ancak ön planda bir derdi olmayan film baştan eksi puanla başlar. 90’lı yıllar Amerikan bağımsız filmlerine damga vuran isimlerden biri olan Kevin Smith, doksanlardaki başarısını ne yazık ki ilerleyen yıllarda sürdüremedi Continue reading

if 2015 Programından 10 ‘Kaçmaz’ Tavsiye

!f-istanbul-2015If 2015 Hakkında

İş Bankası Maximum Kart partnerliğinde düzenlenecek 14. !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali, yılın en çok konuşulan filmlerini Türkiye’ye getiriyor, partileriyle şehri ayağa kaldırıyor, etkinlikleriyle dünyamızı değiştirmeye devam ediyor. Brezilya’dan Endonezya’ya, Hindistan’dan Kenya’ya, 42 ülkeden 115 filmin gösterileceği !f İstanbul, 12 Şubat’ta İstanbul’dan yola çıkıyor, 26 Şubat-1 Mart tarihlerinde de Ankara ve İzmir’e uğruyor! Continue reading