Badlands (1973): Katil Doğanlar Değil; Zorla Katil Edilenler

BadlandsAltın Palmiye ve Altın Ayı ödüllü Amerikalı yönetmen Terrence Malick, daha sonraki yıllarda ne işler yapacağının işaretlerini – adam olacak çocuk misali – 1973 yılında ilk filmini tamamladığında vermişti. Henüz 30 yaşındayken yaptığı bu ilk film olan Badlands, Malick filmografisinin temel yapı taşlarından biri. Yaklaşık 40 yıllık sinema hayatı boyunca sadece 6 film yapmış olan Malick’in iki film arasındaki uzun sessizliklerinin, aslında ne kadar yoğun bir yaratım çalışmasıyla dopdolu olduğunu anlayabilmek için Badlands mutlaka izlenmesi gereken bir film.

Badlands genel olarak bir ilk filmden ziyade, oldukça olgun bir üsluba sahip olmasıyla Malick’in ileride yapabileceklerinin iyi bir göstergesi. Dahasonraki yıllarda – özellikle The Thin Red Line (1998) ve The Tree of Life (2011) filmlerinde – tekrarlayacağı üzere, Malick Badlands’i insan hayatının değeri, yaşamın rastlantısallığı, evrende insanın yeri ve vahşetin keyif vericiliği temaları çerçevesinde kurgulamış. Bu açıdan, filmin Terrence Malick sinemasının klasik bir örneği olduğu rahatlıkla söylenebilir.

Badlands

Filmde Hollywood’un gelecekteki yıldızları Martin Sheen ve Sissy Spacek, henüz kariyerlerinin başında iki genç oyuncu olarak karşımıza çıkıyor. Sheen asi ruhlu bir serseri olan Kit’i, Spacek ise donuk yüzlü genç bir kız olan Holly’i canlandırıyor. Holly annesini küçük yaşta kaybetmiş ve o zamandan beri de babasıyla mesafeli bir ilişkiye sahip. Bu nedenle duygusal olarak yarım kalmış, içine kapanık bir kızdır. Dünyayla arasına adeta görünmez bir duvar örülüdür. Kit ise dışarıdan bakıldığında Holly’nin tam tersi gibi olsa da iki karakterin de sıkıntıları aynıdır.

Kit çöpçülük yapan bir serseri olmasına rağmen “James Dean“vari yakışıklılığıyla tüm kızların başını döndürebilecek durumdadır ama o bu yakışıklılığını Holly’i tavlamak için kullanır. Çünkü Kit’in motivasyonu, çöplerini topladığı orta sınıf bir ailenin kızını baştan çıkararak içinde bulunduğu sosyal olarak düşük konumun intikamını dünyadan almaktır; aynı Stendhal‘ın Kızıl ile Kara’sındaki Julien Sorel gibi. Holly ise şimdiye kadar kimseden görmediği ilgiyi böylesine havalı bir adamdan görünce hiç düşünmeden kendini Kit’e teslim eder ve böylece macera başlar.

İki karakter, kendilerini istemedikleri hayatları yaşamak zorunda bırakan sosyal yapının sorumlu tüm kurumlarından kurtulup içlerindeki insanı en saf haliyle bulabilecekleri doğaya dönerek yepyeni bir hayata başlangıç yaparlar. Bu başlangıç için seçtikleri yöntem ise, toplumun yıllardır onlara uyguladığı psikolojik vahşete karşı en acımasız haliyle fiziksel vahşettir.

Badlands

Artık Kit ve Holly yoktur; yeni isimleri James ve Priscilla’dır.

Başlangıçta bu yeni hayat her ikisini mutlu etse de, Holly’nin balığı geleceğe dair önemli bir alamettir. Henüz ikilinin yeni tanıştığı günlerde Holly hasta balığını ölüme terk edip yeni bir balık alarak yepyeni bir başlangıç yapmıştı. Kit ve Holly’nin eski kimliklerini yok edip yeni isimlerle yepyeni bir başlangıç yapmaları da ölü balığın başına gelenlerin tıpatıp aynısı. İşte bu noktada gözden kaçırılmaması gereken bir şey var: Holly balığını öldürdükten sonra çok pişman olduğunu Kit’e içtenlikle itiraf etmişti.

Ve böylece ikili kaçınılmaz sona doğru ilerlemeye başlar. Aslında Terrence Malick ciddi bir sistem eleştirisi yaparak bireyin asla kapitalizmin dışında kalamayacağını söylemektedir. Ne zaman ki Kit ve Holly çemberlerini kırarak sistemin dışına çıktılar, işte o andan itibaren tüm dünya onlara düşman olup peşlerine düştü. Oysa ki onların tek istediği, anlamlı bir hayat yaşamaktı. Bunun için diğer insanlardan farklı bir yol seçtilerse, suç Kit ve Holly’de değil; dünyanın her köşesinde her an yaptıklarıyla kapitalist sistemi yeniden üreten diğer insanlarda aranmalı.

Badlands

Terrence Malick’in bu eleştirel ve zengin sinematografisiyle göz alıcı filminin adı çoğunlukla Bonnie and Clyde (1967) ile aynı cümlelerde geçse de, aslında Rebel Without a Cause (1955)’a daha çok atıf yapmaktadır. Sinema tarihinde bu iki film kadar ses getirmedi belki ama Amerikan bağımsız sinemasının çarpıcı bir yapımı olan Badlands sinefiller için her zaman özel bir yere sahiptir.

Herkese iyi seyirler!

Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s