33. Uluslararası İstanbul Film Festivali: “Aman Laleler Duymasın” Dediğimiz 7 Film

Festivalİstanbullu sinemaseverlerin en sevdiği ay Nisan ayı geldi çattı. Her sene olduğu gibi festivali müjdeleyen Mart ayında kalemimizi kağıdımızı hazırladık, festivalin dopdolu programından zamanımıza ve beğenimize uygun filmleri seçmeye başladık ve yine daha önceki yıllardan alışık olduğumuz maratonun bir sonraki aşaması olan biletlerin satışa çıkacağı gün, yani 22 Mart tarihinde bir cumartesi sabahı erkenden kalkıp bilet telaşı yaşanacak. Tabii bu durumu Lale Kartlılar için söylemiyorum çünkü Lale Kartlılar için bilet satışları birkaç gün öncesinden başlıyor. Yani kart sahibi olanlar izlemek istedikleri filmlere Continue reading

Advertisement

Vesikalı Yarim (1968): Lütfi Akad Sinemasında Kadın Temsili Klasiği

Vesikali-YarimSinemacılar döneminin ilk usta ismi olan Ö. Lütfi Akad Vurun Kahpeye, Yalnızlar Rıhtımı, Gelin, Düğün, Diyet filmleriyle kendine has bir sinema dilini oluşturmuştur. Genellikle uzun, sabit kamera hareketleri ve yakın planları tercih etmesiyle, gerçekçi bir üslubu benimsediğinin işaretini vermektedir. İşlediği konularda seyircisini bir dış gözlemci olarak, hayatın içindeki gerçek karakterlerin olaylara bakışıyla birlikte yansıtmaktadır. Lütfi Akad’ın bu sinema anlayışını benimsediği zamanlarda, Türk sinemasında aile melodramları izlenmekte ve sinemanın bir sanat olduğu ikinci planda tutulmaktaydı. Tüm ülkede Türkan Şoraylı, Yılmaz Güneyli filmlerle star sistemi hakimdi ve sinema bir eğlence aracı Continue reading

Gezi Parkı, Kentsel Dönüşüm ve Medyanın Penguenleri

Gezi-Parki

Son yıllarda hızla yaygınlaşmakta olan ve siyasi iktidarın TOKİ vasıtasıyla istediği gibi şekillendirebildiği kentsel dönüşüm projesinde yoksul kesimler şehir merkezlerinden uzaklaştırılmış, şehir merkezleri AVM’ler etrafında kümelenen orta sınıflara terkedilmiş ve şehirler bir tüketim meydanına dönüştürülmüştür/dönüştürülecektir. Taksim Gezi Parkı’na yapılacak olan tarihi Topçu Kışlası’nın yeniden inşa edilmesi söylemi ve hatalı proje yüzünden parkın Divan Oteli’ne bakan kısmında kesilmek istenen birkaç ağaç için çevreci grupların parkı savunması ile başlayan, sonra çeşitli siyasi argümanlarla ülke sathına yayılan Gezi Parkı olaylarında medya bu eylemleri göstermekten ısrarla kaçınmıştır. CNN Türk’ün olayların en yoğun yaşandığı akşam penguen belgeseli yayınlaması ise medyanın bu tavrına tuz biber ekmiş ve medya alay konusu olmuş, birçok insan tarafından ise şaşkınlıkla karşılanmıştır. Medyanın tarafsız yayın organları olduğu illüzyonu yok olmuş; halkın temsil aygıtının iktidar ve daha çok sermayenin kölesi olduğu gün yüzüne çıkmıştır. Continue reading

Upstream Color (2013) : Sıradışı, Kafa Açan, Solucanlı Bir Film!

Upstream-ColorYönetmenliğini, daha önceden ismini Primer filminden duyduğumuz Shane Carruth’un yaptığı Upstream Color, 32. İstanbul Film Festivali’nde ilk olarak Türkiye’de görücüye çıkmış ve Mayınlı Bölge filmleri arasında gösterilmişti. Basmakalıp hikaye anlatım usullerinden uzak bir çizgide ilerleyen ve ses sanatını etkileyici bir şekilde kullanan film, algıları zorlayan konusuyla bu senenin en ‘kafa açıcı’ filmlerinden biri.

Upstream Color’da hakkında hiçbir bilgiye ulaşamadığımız esrarengiz bir hırsız (Thiago Martins), insanların zihinlerini bulandıran özel bir tür solucan kullanarak kaçırdığı kişilerin evlerine girmekte ve hırsızlık yapmaktadır. Kris (Amy Seimetz) ise hırsızımızın son kurbanı olarak zihni Continue reading

Vizyona Girenler (19 Nisan): Türkiye Yapımları Haftanın Kurtarıcısı

32. İstanbul Film Festivali nedeniyle ara verdiğimiz vizyon filmleri tanıtımlarına kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bu hafta vizyona giren 8 filmin içinde, geçtiğimiz haftanın Box Office lideri Selam’ı geçecek bir film var gibi görünmüyor açıkçası. Genel hatlarıyla kalitesi sınırlı bir program mevcut ama yine de salonlara bir hareketlilik geleceği muhakkak. Continue reading

La Cinquieme Saison (2012): Festival Var Dediler, Geldik

La-Cinquieme-SaisonAynı zamanda evli bir çift olan Peter Brosens ve Jessica Woodworth‘ün Khadak ve Altiplano‘dan sonraki üçüncü ortak çalışmaları La Cinquieme Saison, birbirinden bağımsız ama aynı zamanda bir üçleme olarak değerlendirilebilecek serinin son filmi. Mayınlı Bölge programı dahilinde 32. İstanbul Film Festivali‘nde üç gösterim yapan film, ‘Doğa, muhtaç olduğumuz bereketi bize vermese ne olurdu?” sorusundan yola çıkarak insan – doğa ilişkisini sorgularken, yönetmenlerin tüm iyi niyetlerine rağmen didaktik bir anlatımın ötesine geçebildiklerini söylemek maalesef mümkün değil.

Siyah ekran üzerine doğa sesleriyle yapılan açılış, daha ilk saniyelerinde filmin anlatı çerçevesini çiziyor ve böylece hızla filmin bakış açısını Continue reading

32. İstanbul Film Festivali: Geri Sayım Bitti, İstanbul İçin Festival Vakti!

Emek

İstanbul’un belki de en güzel ayıdır nisan. Baharla birlikte hareketlenen şehre bambaşka bir hava gelir. Kışın uyuşukluğu yavaş yavaş kaybolur, yerini rengarenk, capcanlı bir şehir alır. Bir de Beyoğlu’ndaysan, işte o zaman daha da güzeldir. Her yanda bir yerlere yetişmeye çalışan insanların arasında senin de yetişmek için koştuğun bir yer vardır: Emek Sineması. Continue reading