“Filmlerimdeki meselelerim hep kendi meselelerim” diyen Reha Erdem ilk filminden itibaren bunları görsellik aracılığıyla tartışmayı sürdürür. Sinemada hikâye anlatmanın sınırını aşan yönetmen, cevaplar aradığı sorular sorarken bunu direkt olarak yapmak yerine gücünü sinemasal öğelerin kullanımından ve bunların bir araya getirilmesinden alan bir yapıya sahiptir. Fotoğrafik kareleri -tablo plan- filmlerinde yoğun olarak kullanan yönetmen ile Florent Herry’nin görüntü yönetmenliğinin işbirliği ortaya görselliğin adeta konuştuğu filmler çıkarır. Sonuç olarak da görselliğin, müziğin estetik biçimde harmanlanmasıyla oluşmuş, izleyiciye sorular sordurmayı hedefleyen ve hayal gücünü harekete geçiren açık uçlu filmler Reha Erdem Continue reading
Tag Archives: Roland Barthes
Post-Modern Zamanlarda Bir ‘Auteur’ Olarak Michael Haneke (1. Bölüm)
Bir film, yönetmenin, senaryonun ve seyircinin ortak katkıları ile anlam üretir. Yani, sadece yönetmenin anlayışına, kullandığı tekniklere, kendisine özgü tema veya motiflere bakılarak veya sadece senaryo bütün olarak veya tek tek sahneler üzerinden incelenerek veya sadece filmin seyirci tarafından nasıl algılandığı önemsenerek filmin anlamı çözülemez. Bu faktörlerin tümü bir araya gelerek filmde anlam üretimini gerçekleştirirler.
Filmin anlamı için bu 3 faktör birlikte çok önemli olsa da, yine de kimi zaman bir yönetmen çıkar ve filmin anlam kazanmasında, inkar edilemez şekilde belirgin ve dominant stili ve Continue reading
Shame (2011): Senin Bacına Aynısını Yapsalar İyi Olur mu Kardeş?
Birkaç yıl öncesine kadar Steve McQueen denince akla ilk olarak Papillon, The Magnificent Seven ve The Great Escape filmlerinin unutulmaz aktörü olan Hollywood yıldızı Steve McQueen gelirdi, ama şimdilerde bu isim Hunger filmiyle tüm dünyada büyük beğeni toplayan Altın Kamera ödüllü İngiliz yönetmeni anımsatıyor. Uzun yıllar kısa film yönetmenliği yapan ve ilk filmi Hunger’ı 2008 yılında çeken McQueen’in ikinci filmi olan Shame ise yönetmenin sinema anlayışındaki keskin çizgileri netleştirmesi açısından filmografisinde önemli bir yere sahip.
New York’ta yaşayan, orta yaşlı, yakışıklı, kariyer sahibi bir adam olan Brandon’ın seks bağımlılığı Continue reading