Sinemada Kuram Ne İşe Yarar

Kuramlar, bir alan konusundaki düşünme biçimlerinin sistematik bir organizasyona dönüştürülmesini sağlar. “Fiziki bilimlerde kuramlar genellikle denetim altındaki koşullarda gerçekleştirilen olaylarla ilişkilendirilir. Bu alanda kuramlar haklı olarak, sonuçlarla, gerçeklerle ve ampirik olanla sınanabilir hatta yasaya dönüştürülebilir şeyler olarak değerlendirilir. Film kuramlarını da kapsayan, beşeri ve sosyal bilimlerde ise genellikle aynı kanıt kuralları ve nesnel tutum beklenmez. Metafora ve belirli retorik tarzlarına daha fazla bağımlılık duyulur” (Branston, 2010:70). Kuram çalışmaları belirli bir düşünce sisteminin veya sanatın ne olduğunu araştırmaya çalışarak sistemli bir fikir üretimine olanak sağlar. Bu nedenle sinemanın sanatsal işlevini araştırmak ve etki alanlarının keşfini yapabilmek için kuramlara ihtiyaç duyulur bu çerçevede sinema, çıktığı günden beri özellikle 1. ve 2. Dünya Savaşları gibi kırılma zamanlarının da getirdiği etkiyle kuramsal üretimin yaşandığı bir sanattır. Metz, “anlaşılması kolay olduğundan bir filmi açıklamak zordur” der. Bu cümleden hareketle kuramın etkinliği hakkında bir değerlendirme yapılabilir. Filmler her ne kadar birden fazla duyuya hitap ederek kolay anlaşılır gibi görünse de film yapım sürecinin çok fazla değişkeni olması nedeniyle de çok katmalı bir yapı olarak karşımıza çıkar. Filmlerin bu yapısı farklı kuramsal çalışmaları da beraberinde getirmiştir.

Continue reading

Advertisement

Sen Aydınlatırsın Geceyi (2013): Hem Siyah-Beyaz, Hem Rengarenk

Sen-Aydinlatirsin-Geceyi“Sergei Eisenstein’a göre siyah beyazın anlatım gücü sonsuzdur. Bunu kanıtlamak için müzikten örnekler verir. Tchaikovsky İolanthe uvertüründe yalnızca üflemeli çalgılara, Prokofiev Romeo ve Juliet’in ikinci bölümünde yalnızca mandolinlere yer verir. Besteciler tüm orkestrayı kullanabilecekken üflemelileri ya da mandolinleri seçerler. Sinemada da kimi kez siyah beyaz, renkten çok daha etkili olabilir.” [1]. Aynen Sen Aydınlatırsın Geceyi‘de olduğu gibi.

Euripides‘in “İnsan endişeden yaratılmıştır.” sözüyle açılan ve adını Shakespeare‘in ünlü sonesinden alan film, klasik temalarla örülü, bariz Continue reading

Sinema Kuramı (Ya da Afili Adıyla Söyleyecek Olursak: Film Teorisi)

Film-Theory

Kuram her ne kadar soyut bir kavram olsa da, yaşadığımız dünyadan kopuk açıklamalar olarak görülmemeli. Aksine, kuram belli bir konunun derinlerindeki gizli anlamları bulup ortaya çıkararak açıklamaya yarayan varsayımlardır, yani yaşadığımız dünya ile doğrudan ilişkilidir. Continue reading

İz – Rêç (2011): Kürt Sineması Diye Bir Şey Var, Duymayan Kalmasın!

Iz-RecTürkiye’de her yıl milyonlarca kişi tarafından seyredilen ana akım filmlerden arda kalan birkaç küçük salondur sorunsal sinema seyircisinin nefes alabildiği tek yer. Oysa ki Türkiye sineması diye bir olgudan bahsedebilmemiz için bireysel veya toplumsal sorunlardan yola çıkan filmler hayati derecede önemli ve her ne kadar Türkiye’de son yıllarda üretilen sorunsal filmler arasında çok başarılı işler çıkıp yurt dışında ödüller toplasa da, ülke sınırları içinde gördükleri üvey evlat muamelesi nedeniyle sorunsal sinemanın olgun bir üsluba kavuşup bir olgu olarak kendini ortaya koyabilmesi için biraz daha zaman gerekmekte. İşte bu yüzden, tam olarak bir Türkiye sinemasının varlığını kabul etmek şimdilik zor. Continue reading