Black (2005): “Benim Dünyam”ı İzlemeden Önce Bakmanızda Yarar Var!

BlackHint sinemasıyla haşır neşir olduğum bu günlerde dört-beş filmi tek yazıda anlatıyor, klasik olmuş Hint filmlerine karşı genel bir bakış açısı ortaya sunmaya çalışıyordum. Ancak izlediğim diğer hiçbir Hint filmine benzemeyen, daha doğrusu herhangi bir sınıflandırmanın yakışmayacağı derinlik ve etkileyicilikte olan Black filminin kendisine ayrı bir sayfa ayırmak gerektiğini düşündüm. Doğuştan kör ve sağır bir kızın içine kapanmış ve hayatla bağlarını koparmış duygularının yeniden doğru ellerde nasıl yeşereceğinin hikayesini Sansai Leela Bhansali hem yazmış, hem de yönetmiş ve hatta gerçek olan hikayeyi tekrar tekrar yaşamış; öyle ki izlerken bize de bu ‘biraz hüzünlü biraz neşeli’ hikayeyi yaşatıyor. Hayatında hiç renk görmemiş, ses duymamış küçük Michelle ailesinin yanlış tedavi yöntemlerinden bir sonuç elde edemeyince bıkıp özel hoca tutmaya karar vermesiyle Debraj Sahai isimli öğretmeniyle tanışır. Debraj Sahai genel olarak bakıldığında nevrotik, sürekli içki içen, hayatını tutkularıyla yönlendiren bir adamdır ve Michelle ile yolları kesiştiğinde bir karar verir; kızın dünyayla olan bağlarını onaracaktır ve onu diğer hiçbir insandan eksik olmayan bir birey haline getirecektir. Kendi oluşturduğu beden alfabesiyle kelimeleri tanıyacak, kitap okuyabilecek, derdini anlatabilecek ve hatta üniversitede öğrenim bile görebilecektir! Debraj’ın hayalleri, Michelle’in desteğe muhtaç olan masumiyetiyle birleştiğinde ortaya tutkulu, umut dolu bir yaşam mücadelesi çıkacaktır.

Hikayesinin etkileyiciliği filmde teknik ayrıntıların önüne geçse de özellikle görüntü yönetmenliğinde kusursuz bir işçilik gerçekleştirilmiş. Seyirciyle çabuk bağ kuran senaryo, yönetmenin doğru tercihleriyle üst sınıf bir yapımın ortaya çıkmasını sağlamış. Tabii bu filmin Hindistan’da birçok ödül almasının bir başka sebebi daha var ki, o da daha önce de Hint sinemasıyla ilgili yazılarımda bahsettiğim iki oyuncunun muhteşem performansı; Hint efsanesi Amitabh Bachchan ve insanda bütün filmlerini izleme isteği uyandıran Rani Mukerji.

Black

Michelle ile öğretmeni Debraj’ın dostluk ilişkisinde sevginin bütün aşamalarının gösterilişi, karakterleri öğretmen-öğrenci ilişkisinden çok hayatı paylaşan iki insan olarak anlatmaya yaramış. Önce öğretmenin öğrencisinin zaafına olan ilgisi, ardından ilginin sevgiyi, sevginin aşkı doğurması, ikilinin arasında doğan tarifsiz aşkın birbirlerine itaat ve hizmet etmeye sebebiyet vermesi ve bu kulluk döneminden sonra da ebedi dostluğa ulaşmaları, hayatlarının iki farklı dönemlerinde sırayla birbirlerinin öğretmenleri olmaları bu yolculuğu bizler için de eşsiz bir ziyafet kılarken, siyahla başlayan filmin beyaza kavuşarak sona ermesi imkansız diye bir kelimenin inançla asla yan yana olamayacağını gösteriyor.

Black filminin günümüzle alakalı bir özelliği de Uğur Yücel tarafından Benim Dünyam ismiyle uyarlamasının çekilmesi. Oldum olası uyarlama filmlerle aram olmamıştır; özellikle de kusursuza yakın, üzerine fazladan bir özellik katmanın zor olduğu, gerekli bakış açısının halihazırda verildiği bir filmi tekrar uyarlayıp çekmek bana yaratıcılıktan yoksunluğa delaletmiş ya da kolaya kaçılıyormuş gibi gelir. Altyazının ve internetin olmadığı dönemlerde de yaşamadığımıza göre insanımızın izlemesi için Türkçeleştirilmiş bir Black izlemenin gerekli olmadığını düşünüyorum. Henüz yurdum versiyonu Black’i izlemeden, önyargıyla konuşmam doğru değil ancak Black’i izledikten sonra nasıl Uğur Yücel’i Amitabh Bachcab, Beren Saat’i Rani Mukerji yerine koyabilirim bilmiyorum. Netice olarak Benim Dünyam zaten milyonlar tarafından izlenecektir, şahsi önerim Black’i izlemeyenlerin önce Sanjay Leela Bhansali’nin Black’ini izleyip hikayenin ruhuyla bizzat tanışmaları yönünde.

Advertisement

2 thoughts on “Black (2005): “Benim Dünyam”ı İzlemeden Önce Bakmanızda Yarar Var!

  1. Black filmini Miracle Worker’in uyarlaması olarak değil de, Miracle Worker’dan ilham almış benzer konu üzerine işlenmiş başka film olarak nitelendirmiştim açıkçası. Black-Miracle Worker arasındaki farklılıklar ne kadar fazlaysa, Black-Benim Dünyam arasındaki benzerlikler de o kadar çok gözüküyor (fragmanından dahi bu çok net anlaşılıyor ne yazık ki). The Miracle Worker’ı da hatırlattığın için teşekkürler, kesinlikle o filmi de tavsiye ederim 🙂

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s