John Curran’ın son filmi Tracks 33. İstanbul Film Festivali’nde Çöldeki İzler adıyla gösterildi. Avustralyalı yazar Robyn Davidson’ın aynı adlı anılarının başarılı bir uyarlaması olan filmin yönetmeni zaten uyarlama konusunda tecrübeli bir isim. Curran, 2006 yılında The Painted Veil romanından uyarladığı Duvak filminde uzak ve tekinsiz coğrafyalara giden Kitty aracılığıyla kadın ruhunun gizli yanlarını ele alıyordu. Yedi yıl sonra çektiği filmi Çöldeki İzler’de ise 1977’de bir köpek ve dört deveyle Avustralya çöllerini geçen Robyn Davidson’ın macerasını anlatırken zorlu coğrafi koşulların ve doğada tek başına olma durumunun aracılığıyla kadın dünyasının dehlizlerine bir kere daha dalar. Continue reading
Author Archives: evsenmercan
Triptyque (2014): Başarılı Bir Üçleme
Robert Lepage sinemadan çok tiyatro çalışmalarıyla tanınan ve asıl iddiasının tiyatro alanında olduğunu söyleyen ancak tiyatroda yarım kalanların sinemanın imkânlarıyla doldurulduğunu, bu nedenle sinemaya da ilgi duyduğunu ifade eden bir yönetmen. Lepage’ın yönetmenlik koltuğunu Pedro Pires ile paylaştığı son filmi Triptyque (Üçleme), 33. İstanbul Film Festivalinde gösterildi.
Filmin görüntü yönetmenliğini ve kurgusunu üstlenen Pires de tıpkı Lepage kadar çok yönlü bir sanatçı. Bu ikilinin sanatın farklı dallarına olan merakları filmlerinin yapısına ve içeriğine müthiş bir zenginlik katmış. Continue reading
Wag the Dog (1997): Başkanın Adamları ve Medya-İktidar İlişkisi
Haberin, tarihin dolayısıyla ideolojinin üretilen bir “şey” olması durumunu göz önüne seren 1997 yapımı Barry Levinson’un yönetmenliğini yaptığı Wag The Dog (Başkanın Adamları) filminde kurmaca bir savaş senaryosuyla gündemin seyrini değiştiren iktidarın medyayla olan bağının daha doğrusu medya araçları üzerindeki söz hakkının ne boyutta olduğu işin mutfağından anlatılır. Başkanın Adamları filmi orijinal adı olan Wag the Dog’dan kolayca anlaşılacağı üzere, olağan biçimde “köpeğin kuyruğu sallaması değil, kuyruğun köpeği sallaması” ile iktidar-medya (sinema)-söylem-ideoloji dörtlüsünün birbirini nasıl etkilediğini, birbirine nasıl yön verdiğini konu edinir. Continue reading
Karınca Kapanı (2014): İlk Seferin Günahı Olmaz
Yönetmenliğini Fırat Tanış’ın yaptığı, senaryosu ise Cüneyt Uzunlar’ın 2012 yılında yazdığı tiyatro oyunundan uyarlanan Karınca Kapanı filmi, 9 Mayıs 2014’te vizyona girdi. Fırat Tanış’ın rüştünü ispat etmiş oyunculuğunu yine konuşturduğu filmde diğer rollerde Neslihan Yeldan, Cüneyt Uzunlar, Emre Kınay, Eşref Kolçak, İdil Vural, Bahtiyar Engin ve Mesut Yar var.
Soma’da yaşanan faciadan önceki hafta üç gece boyunca üç kanalda tanıtım çalışmalarını Fırat Tanış ve Neslihan Yeldan ikilisinin yaptığı filmi ne çok merak ederek ne de çok önyargılı olarak izledim. Tanış’ın bu iş için müziğinden oyunculuğuna kadar her aşamada elini taşın altına koymuş olması Türkiye koşulları düşünüldüğünde takdire değer. Continue reading
Frank (2014): Çinçilya !
Geçen yılki İstanbul Film Festivali’nin uluslararası yarışma bölümünde Altın Lale En İyi Film ödülünü kazanan “Ne Yaptın Richard?” filminin yönetmeni Lenny Abrahamson’un son filmi Frank ülkemizde bu yıl yine İstanbul Film Festivali’nde ilk kez gösterildikten sonra Başka Sinema kapsamında izleyicisiyle buluştu. Başrollerinde Michael Fassbender, Domhnall Gleeson, Scoot McNairy ve Maggie Gyllenhaal’i barındıran film oldukça keyifli, eğlenceli ve alternatif bir yapım. Müziğin ve komedinin iç içe geçtiği Frank’in çıkışında salonda tek bir mutsuz yüz görmek bile mümkün değildi. Continue reading
Jimmy P. (2013): Düşlerden Sen Anlarsın, Konuş Onunla
Fransız yönetmen Arnaud Desplechin’in George Devereux’nun Psychotherapy of a Plains Indian adlı çalışmasından uyarladığı, gerçek bir hikâyeye dayanan Jimmy P.(Picard), Türkçeye Düş ve Gerçek olarak çevrildi. 66. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışan filmin başrollerinde Traffic, Che, 21 Gram gibi filmlerdeki başarılı karakter yaratımıyla tanınan Benicio del Toro ve son olarak Büyük Budapeşte Oteli’ndeki Serge X. karakterine hayat veren Mathieu Amalric var.
II. Dünya Savaşı’ndan gazi olarak dönen Picard, şiddetli baş ağrıları yaşamaya başlamasının ardından Kansas eyaletinin başkenti olan Topeka’daki gazi hastanesine kaldırılır. Ancak Continue reading
Akbank 10. Kısa Film Festivali: Canlandırmanın Gücü Adına
Akbank Kısa Film Festivali bu yıl 10- 20 Mart 2014 tarihleri arasında 10. kez gerçekleşiyor. “Belgesel”, “Canlandırma” ve “Kurmaca” dallarında kısa filmlerin on gün boyunca izleyiciyle buluştuğu festivalin kazananları ise 20 Mart’ta belli olacak. Çeşitli söyleşi ve atölyelerin de gerçekleştirileceği festivalde 13 Mart 2014 Perşembe günü “Canlandırma Kısalar (A)” kategorisindeki Uyanış, Tornistan, Yalnızlığın Dayanılmaz Ağırlığı, Leke, Saklı Hatıralar, İki Ağaç, Çığlık, Bir Küçücük Çocuktum, Çirkin, Kafa, Çiçek filmlerini izleme fırsatı buldum. Bu kategorinin jüri üyeliğini ressam Meral Erez, Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi Güven Çatak, yönetmen Mehmet Kurtuluş, tasarımcı Emre Senan ve Akbank Sanat Müdürü Derya Bigalı yapıyor. Continue reading
Mavi Dalga (2013): Taşrada Büyümeye Çalışmanın Hikayesi
Zeynep Dadak ve Merve Kayan uzun süredir beraber çalışan iki kadın yönetmen. Çektikleri klipler ve Bu Sahilde adlı kısa filmden sonraki çalışmaları olan ilk uzun metrajlı filmleri Mavi Dalga’yı !f İstanbul’da, gösterim sonrasında kendileriyle söyleşi yapılan bir seansta izleme fırsatı buldum. Ulusal prömiyerini Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yapan ve en iyi ilk film, en iyi senaryo, en iyi kurgu dallarında ödüller alan filmin uluslararası prömiyeri de Berlinale’de yapıldı.
Yazlık evdeki eşyaların toplandığı sahnelerle açılan filmde başrolde Ayris Alptekin’in oynadığı Deniz karakteri var. Deniz -arkadaşları- Continue reading