Dom Hemingway (2013): Olmamış Bir Kötü Adam Filmi

Dom-HemingwayKarakter filmi yapmanın en büyük riski, basit bir şekilde karakterin izleyici tarafından beğenilmemesidir. O yüzden de tek başına filmi sırtlayacağı hesap edilen karakterin çok orijinal, çok zeki, çok kaçık gibi özelliklere sahip olmasıyla birlikte izlenmeye değer bir hikayesinin olması da şarttır. ‘Dom Hemingway’ karakterine baktığımızda karşımızda belki de son zamanlarda gördüğümüz en çılgın, en psikopat kişilik durmaktadır, üstelik bir de rolü için on beş kilo almış Jude Law bu karakteri canlandırmaktadır. Seyirci açısından filmi izlemeye karar verme açısından karakterin psikopatlığı ve Jude Law’ın cazibesi yeterli gözükebilir ilk başta ancak karakter filmlerinin ikinci şartı olan ‘hikaye’ kısmı Dom Hemingway’ın en zayıf tarafı. 13. Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali’nde ilk olarak izleme fırsatı bulduğumuz Richard Shepard imzalı ‘Dom Hemingway’, kabaca söylemek gerekirse içi boş, dağınık bir film. Filmin dikkat dağıtan kopukluğunu Jude Law’ın başarılı performansı bile kurtaramamış.
12 Yıl hapiste kaldıktan sonra serbest bırakılan Dom Hemingway kasa hırsızlığı yapan arsız bir suçludur. İçkiye, uyuşturucuya ve kadınlara abartı derecesinde düşkünlüğü vardır ve en yakın arkadaşı Dickie Black ile özgürlüğün tadını çıkarmaktadır. İşlediği bir suçun ardından işverenini açığa çıkarmadan on iki yıl boyunca sakladığı sırrın üzerine hak ettiği parasını almak için işvereninin yanına Fransa’ya gidecek olan Dom Hemingway, bir yandan da kızıyla arasını düzeltmenin yollarını arayacaktır. Dom Hemingway’in hapisten çıkışı, arkadaşı Dickie Black ile işverenlerinin yanına yola çıkmaları ve orada ikilinin başına gelenler klasik bir suç filmi açısından mantıklı sahneler içermekte ancak neredeyse filmin ilk sahnesinden son sahnesine kadar tirat atan Dom Hemingway’in gereksiz uzun cümleleri, hikayeye hiçbir katkısı olmayan sinir nöbetleri ve yine aynı şekilde söylediği küfürler o kadar fazla ki sanki film Jude Law Hemingway karakterinde bağırıp küfürler etsin diye çekilmiş gibi duruyor. Zaten filmde Jude Law’ın sinir krizi geçirmesinden başka olan bir şey de yok; olaylar birbirine bağlanırken hep havada kalıyor, Dom Hemingway dahil hiçbir karakterin içleri doldurulmamış ve en kötüsü ana karakterimizin hikayesi bunu anlatmaktadır diyebileceğimiz bir omurga senaryoda bulunmamakta. Dom Hemingway’in kızıyla olan ilişkisi de sanki film içerisinde ek bir başka kısa film izlenimi uyandırmakta. jude Belki biraz Jude Law aksanı, belki biraz da hareketli müzikleri… Dom Hemingway’in amatörce yazılmış senaryosu ve başarısız kurgu çalışmasının yanında pozitif olarak bunları sayabiliriz. Aynı sene yine IF festivali aracılığıyla izlediğimiz ‘Filth’le olan doku benzerliğinden istinaden söylemek gerekir ki, bu film ‘Filth’in olmamış hali.

Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s