Slavoj Zizek; Walter Benjamin’den aldığı argümanla “teorik açıdan verimli ve yıkıcı bir işlem olarak bir kültürün en yüksek tinsel ürünlerini, aynı kültürün sıradan, bayağı, dünyevi ürünleriyle birlikte okumayı” [1] deneyerek popüler kültür metinlerini Hegel, Kant, Marx, Freud ve Lacan gibi filozofların teori ve kavramları ile açıklamaya çalışmaktadır. Zizek’e göre sinema ideolojinin operasyonlarını tahlil edip eleştirmede bir nevi alet edavat çantası vazifesi [2] görmektedir. Sinema Zizek için bir psikologun koltuğu gibidir. İnsanlar o koltukta dertlerini, hikayelerini ve fantezilerini anlatıyorlar. Lacan’dan aldığı kavramlarla psikolog koltuğunda oturan Zizek ise kendine has yöntemlerle mevcut ideolojiyi ve dünyayı anlamaya ve anlatmaya çalışıyor.
Zizek’in sinema hakkında yazdığı en kapsamlı kitap olan Yamuk Bakmak’ın önsözünde Zizek bu konuya temas ederek Jacques Lacan’ın en yüce teorik motiflerinin çağdaş kitle kültürünün numunelik örnekleri yoluyla ve onlarla birlikte okunduğunu söylemiş ve bu örnekler arasında, ne de olsa “ciddi bir sanatçı” olduğu konusunda artık genel bir mutabakata varılmış bulunan Alfred Hitchcock‘un yanı sıra, film noir, bilimkurgu, dedektif romanları, duygusal kitsch eserler, hatta ve hatta Stephen King’in romanlarından bile yararlanıldığını vurgulamıştır. Yani Lacan’a kendi ünlü formülü “Kant’la Sade”ı (Kant’ın eriğini Sade’cı sapıklık açısından yorumlayışını) uygulamıştır… Slavoj Zizek ve Sinema