2013’ün ilk 5 ayı geride kalmak üzereyken hazırladığımız bu infografik aslında sinema salonlarının ilk dönem karnesi. Birkaç ay sonra yıl sonuna yaklaşırken ikinci dönem karnesinin de gelmesiyle infografiğimiz tamamlanmış olacak. Bu nedenle bu infografiği serinin ilk bölümü gibi düşünmek daha doğru olur.

Genel olarak Türkiye’de her geçen yıl sinemaya ilgi biraz daha artsa da, önceki yıla kıyasla 2013’te seyirci sayısında belirgin bir düşüş var. Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar, Yılmaz Erdoğan gibi her zaman çok izlenen sinemacıların filmlerinin de vizyona girmiş olmasına rağmen, seyircinin bu sezon sinemaya aynı ilgiyi göstermemesi ilginç. Yani, zaten Reha Erdem‘in, Tunç Okan‘ın, Erdem Tepegöz‘ün filmine seyircinin yoğun ilgi göstermesini beklemiyorduk ama her filmi en az 2 milyon kişi tarafından seyredilen komedyenlerin 3’ünün de Voltran misali bir araya gelmeleri bile sezonu kurtaramadı. Şaşırtıcı olan bu.

Geçtiğimiz yıl ile bir karşılaştırma yapılınca görünen o ki, bu yıl toplam bilet sayısının düşük olmasının en büyük faktörü yabancı filmlere olan ilgisizlik. 2012’de en çok seyredilen 10 film arasında yer alan Ice Age: Continental Drift, The Twilight Saga: Breaking Down – Part 2 ve The Hobbit: An Unexpected Journey  filmleri toplam 4 milyondan fazla seyredilmişken, bu yıl ilk 10’da sadece Iron Man 3 ve Rise of the Guardians bulunuyor. Bu iki filmin toplam gişesinin ise sezon sonunda sadece Ice Age’e bile ulaşabilmesi mümkün görünmüyor. Belki yılın son ayında vizyona girecek olan The Hobbit: The Desolation of Smaug durumu biraz daha iyileştirebilir ama onun dışında çok seyredilecek yabancı bir film henüz gelişinin sinyallerini vermiyor.

Türkiye’de sinemanın uzun yıllardır kanayan yarası olan yabancı firmaların egemenliğinde ise umut verici gelişmeler gözleniyor. Ortalama seyirci ve toplam hasılat sayılarında yabancı firmaların gerisinde kalsa da, Tiglon‘un toplam 91 filmin dağıtımını yaparak sezonun en çok film dağıtan firması olması önemli bir başarı. Ayrıca, yerli film dağıtımcılarının sayısındaki artış da önümüzdeki yıllarda, çok değerli ama kendine vizyonda zor yer bulabilen Türkiye yapımlarının lehine bir faktör olabilir. Belki o zaman Reha Erdem, Tunç Okan ve Erdem Tepegöz de seyirciden daha çok ilgi görürler veya Bahar İsyancıdır ve İnadına Film Çekmek sadece 1 kopyayla vizyona girmek zorunda kalmazlar.

Önümüzdeki yaz aylarında şu anki sayıların artış hızı daha da düşecektir ama muhakkak yıl sonuna doğru sinema salonları yine seyirciyle dolacak ve işte o zaman bu sayılarda büyük artış olacak. Keşke bu artışa bir de sinema salonlarının sayısındaki artış eşlik edebilse…