“Filmlerimdeki meselelerim hep kendi meselelerim” diyen Reha Erdem ilk filminden itibaren bunları görsellik aracılığıyla tartışmayı sürdürür. Sinemada hikâye anlatmanın sınırını aşan yönetmen, cevaplar aradığı sorular sorarken bunu direkt olarak yapmak yerine gücünü sinemasal öğelerin kullanımından ve bunların bir araya getirilmesinden alan bir yapıya sahiptir. Fotoğrafik kareleri -tablo plan- filmlerinde yoğun olarak kullanan yönetmen ile Florent Herry’nin görüntü yönetmenliğinin işbirliği ortaya görselliğin adeta konuştuğu filmler çıkarır. Sonuç olarak da görselliğin, müziğin estetik biçimde harmanlanmasıyla oluşmuş, izleyiciye sorular sordurmayı hedefleyen ve hayal gücünü harekete geçiren açık uçlu filmler Reha Erdem sinemasının alamet-i farikası haline gelir.İçerik ve biçimde yenilik peşinde olan, meselelere standartların dışında bir tavırla eğilen yönetmen için kabul gören konular, oyunculuklar, biçimler nasıl geçerli değilse aynı şekilde standart sürelere de geçerli değildir; ortalama iki saatlik filmleriyle yönetmen bağımsız duruşunu bir kere daha pekiştirir… Kosmos filmi eleştirisi