Foxcatcher (2014): Bir Yalnızlık Trajedisi

Foxcatcher Konuk Yazar: Onur Metin

Foxcatcher, başarılı bir ‘Amerikan Rüyası’ eleştirisi olarak karşımıza çıkıyor ve bu başarının en önemli payı Foxcatcher’ın eleştirisini çok katmanlı bir şekilde yapıyor oluşunda saklı.

Bütün izlediğim sinema filmleri içerisinde artık en kötücül karakterin John DuPont olduğunu söyleyebilirim! Karakterin sinema diline aktarılışının ne kadarı yönetmenin uyarlamasıdır bilemeyiz ama bu karakter üstelik gerçek hayattan ve bu da yaptığı eleştiriyi daha esaslı hale getiriyor.

/Filmle ilgili detaylı bilgi içerir/

Ruhsal veya duygusal güçsüzlüğünü, güce dayalı bir spora kendini fahri başkan ve çalıştırıcı olarak atayarak gözlerden gizlemeye çalışan; bunu yaparken Amerikan toplumundaki sınıfsal yapının eşitsizliklerinden beslenen; ama bütün bunların arkasında yatan temel belirleyenin annesinden beklediği kabul ve sevgi olan bir kişilik olarak karşımıza çıkıyor John DuPont. John DuPont’un sahip olduğu en büyük güç sınıfsal konumundan ileri geliyor. DuPont’lar Amerika sermayedarlarının en ‘müreffeh’ (daha doğrusu zengin) ailelerinden biridir. Anlatının denk geldiği dönemde ailenin en yaşlısı olan anne ise gücün zirvesindeki bireyi temsil etmektedir. Annenin sınıfsal konumunun çocuğu ile olan ilişkisinde yarattığı insancıl olmayan soğukluk,  bu ilişkiye bile parasal bir alış veriş (çocuğunun tek çocukluk arkadaşının annesinden bunun için ücret alan şoförün çocuğu olması gibi) olarak yansımıştır. Bir bakıma piyasalaşmış bir ilişkiye dönüşmüş anne-çocuk arasındaki etkileşim, John DuPont’u da paranın gücüyle bütün isteklerini kendi etrafında araçsallaştıran bir bireye dönüştürmüş olduğunu anlıyoruz.

Foxcatcher

İlk bakışta John DuPont ülkenin en başarılı güreşçilerinden oluşan bir takım kurup (Foxcatcher), onlara her türlü olanağı sağlayan bir hayırsever olarak karşımıza çıkıyor. Takımın ismi ise annenin atlara olan merakından ileri gelmekte olup, oğulun annenin gözüne girme çabasının bir sonucu olarak simgeleşmiş. Annenin seçkin bir spor olarak gördüğü atçılık veya at üzerinde avlanma gibi ‘seçkin’ bir zevki olduğunu görüyoruz. Oğul da buraya göndermeyle kendi kurduğu takıma seçtiği ismi ona göre oluşturmuş. Ancak anne için oğlunun bir ‘alt tabaka’ sporu ile uğraşması, oğulun bunu resmettiği ulusal ideoloji sisinin içinde dahi olsa anne tarafından oğulun çabaları değersiz bulunarak kabul görmüyor. Burada annenin temsil ettiği ideolojiyi bile nasıl araçsallaştırdığını çıkarsayabiliyoruz. John DuPont’un da karakter gelişiminin bu araçsallaştırmayı ne kadar da içselleştirmiş olduğunu bize net olarak gösteriliyor. Bunun örnekleri olarak güreş minderine çıktığı kişiyi aslında para karşılığı alt ettiğini, kendisine övgüler düzen belgeseli kendisinin finanse ettiğini, takımının ana üyesinin kazandığı başarıları kendisine mal etmesini ve onun arkadaşlığını (sevgisini) aslında satın almış olduğunu anlıyoruz. Hatta en sonund kendisini otorite ilan ettiğinin (güreş alanında hiçbir bilgi ve beceriye sahip olmadığının) bilincinde olan ve bunu kabul etmediğini bir şekilde hissettiren kişiyi de ortadan kaldırmasıyla sonuçlanan bir trajediyle sonuçlanan ağır bir hikâyeye dönüşüyor.

Film, ilk bakışta üç ana karakterden ikisinin (güreşçi kardeşler) üzerinden ilerleyen bir spor tarihi anlatısı olarak yorumlanabilir ve de onun üzerinden okuması yapılabilir. Ancak benim düşüncem bu filmin aslında John DuPont’un trajedisini anlatıyor oluşudur. Bu John DuPont’un bütün çevresini annesiyle olan ilişkisine koşul olarak figüranlaştırmasının anlatısıdır. Bu anlatı da sermayedarlığın sınıfsal konumunun şekillendirdiği bir bireyin ne kadar insanlık dışı bir hale gireceğini anne-oğul ilişkisi üzerinden betimliyor. Yakın geçmişin sıkı bir insanlık dramına sinemasal olarak tanıklık etmek isteyenlere önerimdir.

Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s