Balık (2013): Balığın Götürdükleri

balik_afisDerviş Zaim’in son filmi Balık, görücüye çıktığı Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Senaryo ödülünü kazandı. Yönetmenin geçen yıl çektiği Devir filmi ve çekmeyi planladığı üçüncü doğa hikâyesi ile bir üçlemenin ikinci ayağını oluşturan Balık’ta da tıpkı Devir’de olduğu gibi insan ve doğa ilişkisi daha doğrusu insanın doğayı tahrip etme ve çıkarları doğrultusunda kullanma konusundaki acımasızlığı gözler önüne seriliyor. Koyunların başrolde olduğu Devir’den sonra sıra “suya” geliyor ve Zaim bu kez bir balık üzerinden insanların açgözlülüğünü eleştiriyor.

Kaya, Filiz ve Deniz Bursa’nın bir göl kasabasında yaşayan ve geçimlerini balıkçılıkla sürdüren bir ailedir. Deniz, nedeni bilinmeyen, bulunamayan bir sebeple konuşamamaktadır. Babası Kaya maddi sorunların tüm ağırlığını omuzlarında hisseden, kızının iyileşmesi için para buldukça tıptan medet uman biridir. Öte yandan anne Filiz ise doğaüstü güçlere inanan biridir ve Deniz’in konuşabilmesi için göle ihanet ettiklerini düşündüğü insanların öncelikle göle fitre vermesi, kısacası ondan af dilemesi gerektiğini, ardından da nadir bulunan bir balık türünü yiyerek kızının şifa bulacağını düşünmektedir. Deniz’e çare olma konusunda sürekli fikir ayrılığına düşen Kaya’yla Filiz aklın ve duygunun sembolü olarak resmedilirler film boyunca. Tam da bu nedenle Kaya, Filiz’in “öteki” gölden bulup Deniz yesin diye tek tek eliyle avladığı yani gölden yalnızca ihtiyacı olanı alıp, gereksiz yere gölün kaynaklarını tüketmemeye özen gösterdiği balıkları üretip bunların ticaretini yapmaya karar verir. Bu amaçla her zaman avlandığı gölü kimyasallarla zehirleyip, normal avının ve kazancının kat be kat üzerine çıkmakta, daha çok kazanma hırsına kapılmakta bir sorun görmez. Yeter ki balık üretim çiftliğini kurabilsin, daha çok para kazanabilsin; kalan her şey mubahtır! Kaya’nın bu cehaletini ve umursamazlığını, bırakın kendinden sonraki kuşakları, bir gün ilerisini bile düşün(e)meyen hallerini yansıtmada yalın ama oldukça etkileyici sahneler çekmiş Derviş Zaim. Sadece bir izleyici olarak bile kimyasalların etkisiyle patır patır suyun yüzüne çıkan cansız balıkların karanlık görüntüsü insanın canını sıkmaya fazlasıyla yetiyor. Bu noktada doğal olarak yönetmenin varmak istediği hedefe layıkıyla vardığını söylemek yanlış olmaz. İnsanlardaki değer erozyonunu göstermek için seçtiği anlatım sadeliğiyle akılda kalıyor ve inanın gerçekten çok can acıtıyor. Ancak doğa da kendine yapılanları unutmuyor ve kendi usulünce hem de en az Kaya’nınki kadar can yakan bir yöntemle intikamını alıyor. Buradan sonrasını seyir zevki açısından anlatmayıp bu, tek cümlelik atıfla geçmek istiyorum.

balik

Neredeyse bir buçuk saatten kısa sürede anlatmak istediğini eli yüzü düzgün bir şekilde ortaya koyan Balık’ın oyunculuk performanslarına baktığımızda ise Kaya rolündeki Bülent İnal’ın ve Deniz rolündeki Myroslava Kostyeva Akay (Miray Akay)’ın inandırıcı ve başarılı olduğunu, özellikle film boyunca konuşmadan oynamak zorunda olan Akay’ın yaşından büyük iş çıkarttığını söylemek mümkün. Ama aynı şeyi yönetmenin 2001 yapımı Filler ve Çimen’de de çalıştığı Filiz rolündeki Sanem Çelik için söylemek ise maalesef zor hatta imkânsız. Gereksiz şive çabaları ve abartılı mimikler Çelik’in kılık kıyafetle yaratmaya çalıştığı atmosfer içinde göstere göstere sırıtıyo r. Sonuç olarak yalın ama çarpıcı bir film izlemek, hele de bunun içinde doğaya karşı duyarlılık temasının incelikli ipuçlarını görmek istiyorsanız Balık’ı meraklılarına tavsiye ederim.

Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s