White Bird in a Blizzard (2014): Esas Sorunu Iska Geçince

white_bird_in_a_blizzard “Mysterious Skin”, “Kaboom” gibi festivallerin sevilen filmlerine imza atan Amerikalı yönetmen Gregg Araki, Shailane Woodley ve Eva Green’in başrollerinde olduğu bu yeni filminde aniden kaybolan depresif bir anne karakterinin hikayesini anlatıyor. Laura Kasischke’nin kitabından uyarlanan “White Bird in A Blizzard” tür olarak eğlenceli bir gençlik filmi ile dram arasında tam olarak kimliğini bulamamış ancak müzikleriyle ve oyuncu performanslarıyla ilgi görebilecek bir film.

Kat Connor (Shailane Woodley) depresif bir annenin gölgesi altında gençlik döneminin ilk tecrübelerini yaşayan, büyümenin ne olduğuyla yüzleşmek zorunda olan bir genç kızdır. Annesi Eve (Eva Green) sürekli olarak geçmişe özlem duyan, gençliğinin enerjisini kaybettiğini düşünen, ‘evlilik’ ve ‘aile olma’ kavramına tam olarak adapte olamamış bir kadındır, açıkça kocasını sevmediğini söyler, kızının cinsel hayatını merak eder, hep evi terk etmek üzereymiş gibi davranır. Bir gün Eve aniden ortadan kaybolur ve Kat bu durumla baş etmek zorundadır. Annesiz geçen günler Kat’i ilk başlarda fazla zorlamaz, ilginç bir şekilde Kat annesinin elbet bir gün evi terk edeceğine kendisini inandırmışçasına sakin karşılar ve hayatına devam eder. Bir yandan erkek arkadaşı Phil ile ilişkisine devam ederken, diğer yandan annesinin soruşturmasını takip eden polis memuru ile de birlikte olmaktadır. Liseden üniversiteye geçiş döneminde hayatına devam ederken onun bu normalleşme yolundaki çabalarını gördüğü rüyalar engelleyecek ve Kat, annesinin nerede olduğuyla ilgili çevresinde küçük araştırmalar yapmaya başlayacaktır.

Gregg Araki sinemasına yabancı biri olarak hevesle izlemeye başladığım filmi aynı hevesle bitirdiğimi söylemem ne yazık ki mümkün değil. Aynı zamanda filmin senaryosunu da yazan Araki’nin sahip olduğu konuyla ilgili yaptığı ilginç tercihler filmin performansını kötü anlamda etkiliyor. Anne karakteri, film boyunca eşiyle sorunları olan bir kadın profili çizerken, film pek çok geriye dönük sahne barındırsa da bu karakterin içini mantıklı bir alt metinle doldurmayı beceremiyor. Eve’in kocasıyla arasındaki sorunlar neler, özlemini duyduğu gençliğinde nasıl bir kadındı, peki ya kocasının iç dünyasında neler oluyor bilmek mümkün değil. Film esrarengiz bir ilk kısmın ardından seyircinin aklından geçen soruları cevaplamaktan çok Kat’in gençlik sorunlarına odaklanıyor. Kat ve iki arkadaşının cinsellik üzerine sohbet etmeleri, Kat’in sevgilisi Phil ile arasında yaşananlar derken Eve’in kayboluş hikayesi bırakın ilk planda olmayı, üçüncü ya da dördüncü planda bile değil. Hal böyle olunca filmin asıl vurucu gücü yeterince seyirciye geçemiyor, Eve’in beklenmedik kaybının sebebi ortaya çıktığında istenilen şok etkisi oluşmuyor. Kat’i rahatsız eden rüya sahneleri filmin odak noktasında olması gerekirken ve seyirci bu bulmacayı çözmeliyken sürenin yarısından fazlası Kat’in Phil’le ve polis memuru ile yaşadığı birlikteliklere odaklanıyor. Gregg Araki daha önceden aşina olduğumuz twistleri kullanmayıp ilgi çekmeyen bir genç kızın ilgi çekmeyecek büyüme hikayesini anlatmayı tercih edince hayal kırıklığı yaratıyor.

white-bird-in-a-blizzard

Evet, filmin eğlenceli müzikleri ve takip edilmesi kolay bir temposu var. Üstüne üstlük Shailane Woodley ve Eva Green’i izlemek de çok keyifli. Ancak dağınık senaryo kurgusu ve orjinallikten uzak kamera açıları da filmin ana sorunu olan, az önce bahsettiğim yanlış tercihlere eklenince filmin olmak isteyip de olamadığı halini hayal edip yönetmenin ıskasına üzülmekten başka yapacak bir şey kalmıyor. Amerikan gençliğinin sorunlarına odaklanan bir film olarak bu yıl yine Filmekimi 2014’te izleyeceğimiz Palo Alto’yla bu film arasında benzerlikler olduğunu söylemek de mümkün.

Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s