Calvary (2014): İnancın Olmadığı Yerde, Rahip Ne işe Yarar?

Calvary-posterİrlanda sinemasının sön dönem parlak yönetmenlerinden, “In Bruges” filminin yönetmeni Martin McDonagh’ın kardeşi John Michel McDonagh, 2011 yılında gösterime giren ve büyük beğeni toplayan “The Guard” filminden sonra, sıradaki filmi “Calvary” de bir rahibin hikayesine odaklanıyor. Bir Pazar ayininden sonra yaşadığı kasaba insanının günah çıkarması için bekleyen Rahip James, kimliği belirsiz bir adam tarafından günah çıkarma esnasında tehdit edilir ve yedi gün sonra kasabanın sahilinde öldürüleceği söylenir. Çocukken bir rahip tarafından beş yıl boyunca taciz edilen bu esrarengiz kişi, kötü bir rahibi öldürmenin işe yaramayacağını, bunun üzerine ‘masum’ olduğu için James’i öldürmeyi seçtiğini söyler. “Calvary” son yedi gününü çevresindeki insanlarla yüzleşerek geçiren James’in hikayesini anlatırken,  bir yandan da inanç değerlerini dengeli bir şekilde sorguluyor. Bu sene 33. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde de izleme şansı bulduğumuz filmin başrolünde, İrlandalı usta oyuncu Brendan Gleeson harikalar yaratıyor.

“Umudunu kesme, hırsızlardan biri kurtulmuştu. Aşırıya kaçma, hırsızlardan biri lanetlenmişti.” Cümlesiyle başlayan film, hikayesine kattığı karakterleriyle bu cümlenin içini dolduruyor. Rahip James tehdit edildikten sonra bunu büyük bir soğukkanlılıkla karşılıyor ancak bir yandan tanıdık biri olduğunu düşündüğü ‘katilini’ aramak için kasabalılara daha yakından bakmaya başlıyor. Rahip James, karakter olarak filmlerde arka planda görmeye alışık olduğumuz standart rahip tipinden çok uzakta, davranış olarak da insanlara yüzeysel nasihatlar vermekten çok onların hayatlarına müdahale olup onları inanda davet etmeyi görev edinmiş biri. Geçmişine baktığımız zaman da farklı bir hikayeyle karşılaşıyoruz zira rahip olmadan önceki evliliğinden bir kızı da var James’in, girdiği depresyon sonucu intihar eden kızı Fiona’yı evinde ağırlayan rahip, bir yandan kendisini ölüme götürecek sorunun kaynağını bulmaya çalışıyor, bir yandan ölümün eşiğinden dönmüş kızını geri kazanmanın yolunu arıyor. İntihara kalkışarak en büyük günahlardan birini işleyen kızı umudunu kesmeyen hırsızlardan olarak kurtuluş yolu ararken, günahlarında aşırıya giden kasabalı insanların gerçek yüzleriyle karşılaştığında James büyük bir inanç sorunuyla karşılaşır.

Calvary

Rahip James konuşarak duygularını ifade etmek istemeyen bir karakter olsa da, tehdit edildiği Pazar gününden sonra nasıl bir strateji belirlediğini anlamak zor değil. Tanıdığını düşündüğü gizemli kişiyi bulmak için kasabalı insanların sorunlarına eğilmeyi düşünen James, dayak yediği için ayine güneş gözlüğüyle gelen Veronica’nın sorununu çözmek ister. Veronica’yla başlayan soruşturma onu Veronica’nın kasap kocasına, daha sonra da görüştüğü Ugandalı oto tamircisine yönlendirir. Klasik bir aile içi şiddet hikayesiyle karşılaşmayı beklerken neredeyse bütün kasabanın tanık olduğu ve ses çıkarmadığı ahlaksız bir ilişkiyle karşı karşıya kalır ve ne zaman doğruyu söylemeye kalksa kendini bir anda kasabalılar tarafından çevrilmiş çemberin dışında bulur. Öldürüleceği söylenen gün yaklaştıkça kasabada istenmeyen insan ilan edilen James, artık bastığı topraklarda bir kiliseye ve bir papaza ihtiyaç olmadığını anlar ve hatta varlığıyla insanların huzurunu kaçırdığını fark eder. Öyle ki yolda yürürken küçük bir kızla karşılaşan James onunla sohbet etmeye başladığı sırada kızın babası aniden çıkagelir ve James’e kızıyla konuştuğu için sinirlenir. Gerektiğinde rahiplerle kavga etmekten çekinmeyecek bir bar sahibi, ateist doktor, kendini öldürmek isteyen ve zamanın işleyişini kendi eliyle durdurmak isteyen yaşlı bir yazar derken James çevresinde yaşanan sorunları çözmek için çok geç kaldığını fark eder.

Peki neden rahip James ölmeli? Çevresine yaşanan bütün ahlaksızlıkların ve aşırıya kaçmaların nedeni tabi ki James ile direkt olarak bir bağa sahip değil. Ancak inananlar gibi rahiplerin de hırsızlıkta aşırıya gittiğini ve bunun bedeli olarak da en masum olanın ölmesi gerektiğini düşünüyor gizemli katilimiz. İnsanların inançlarını terk ettiği ve rahiplerden dua yerine kötülük gördükleri bir dünyada iyi rahiplerin ne anlamı kalır ki? James de film boyunca çevresine karşı etkisi bir profil çiziyor ve tek lafını geçirebildiği, onu anlayan kişi kızı oluyor.

CALVARY

Yönetmen McDonagh çok karamsar bir portre çizmiyor ve bir yandan umudunu kesmeyen karakterlerle filmin dengesini iyi ayarlıyor. Aslında ideal bir rahip olan James’i oluştururken onu klasik kalıplara sokmamasıyla da yönetmen takdiri hak ediyor. İçki sorunu yaşayan, kavgaya giren, ani sinirsel patlamalar yaşayan Rahip James karakteri, empati kurabileceğimiz, dikkatle dinleyeceğimiz bir karakter. Görüntü yönetmeninin aralara serpiştirdiği enfes doğa manzaralarıyla ve temponun arttığı sahnelere eşlik eden huzur verici müziklerle senenin dikkat çeken filmlerinden biri “Calvary”. Ancak filmin bariz bir tür problemi olduğunu da söylemek gerekir zira başarılı bir dram ancak aynı zamanda başarılı bir komedi filmi değil. Komedi türüne yöneldiği sahneleriyle ve karakterleriyle dram sahnelerinde olduğu kadar ilgi çekmiyor film, her ne kadar İrlanda da komik bir film olarak nitelendirilse de gerçekte olan sadece komedi için oluşturulmuş bir iki karakter ve komik olması istenilen ancak filmin dramatik gücü karşısında sesi cılız çıkan bir kaç gereksiz sahne. Filmin asıl yıldızına gelecek olursak, Brendan Gleeson şüphesiz filmi tek başına sırtlayıp götürüyor. Ünlü oyuncu sakinliğini koruyan, kendi içerisinde çatışmalarla dolu, hayal kırıklığına uğramış rahip rolünde izlemeye doyamayacağınız harika bir performans gösteriyor. Aynı zamanda oyuncuya Kelly Reilly ve Game of Thrones dizisinden aşina olduğumuz Aidan Gillen eşlik ediyor.

 

Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s