Tepenin Ardı (2012): Bir Korku Alegorisi

Tepenin-ArdiSuya bakıp korkan köpeğin hikayesi vardır, insanda oluşan en doğal korku halinin hikayesi bu korkuya yakın gibidir. Köpeğin biri, bir gün bir nehirle karşılaşır, suya bakıp kendi aksini gören köpek, sudaki yansımasını kendisine zarar verebilecek başka bir varlık diye algılar. Ona saldırmak için suya atladığında ise boğulur. Kendinin dışında sandığı korku aslında kendi içindedir. Bu hikaye bizi, insanda oluşan korkunun nedeni nedir, ilk korkusu nasıl oluşmuştur gibi sorulara götürebilir. Belki de bu hikayedekine benzer bir korkuyu yalın yapılı toplumdaki bir insan yaşamış olabilir, bu da bizim korkunun kaynağı ve doğallığı sorunsalına dair bir perspektif geliştirmemize yol açabilir. Eğer bu varsayım üzerinden gideceksek, suda kendi aksiyle karşılaşan ilk insan kendi görüntüsünü bir başkası zannetmiş olabilir, ilk korku insanın kendisinden duyduğu korkudur diyebiliriz belki de. Eğer saldırmak için atlamışsa muhtemelen boğulmuştur. Bir başkası bu duruma şahitlik etmiş olsun ve bu insandan suya atlamaması gerektiğini öğrensin. Onda diğerinden daha da trajik olan bir yazgının serüveni böyle başlıyor bence. Bu insanın da ilk korkusunun kendi türdeşiyle ilk karşılaştığı an olduğunu varsayalım, aslında korku bir başka insanla karşılaşıncaya kadar yoktu. Belki de korkularımızın kaynağı toplumsallaşmanın kendisidir. Bu toplumsallaşma ilk insandan doğru veya yanlış bilgileri devşirir, bu bilgiler suni korkuları doğurur. Buradan hareketle insan kendisinin dışında aslında korkulacak bir şey olmadığı gerçeğiyle yüzleşmemek için toplumsallaşmayı kullanır diyebiliriz… Tepenin Ardı filmi eleştirisi

Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s