The Last Laugh (1924): Sinema, Kamerayla Oynanan ve Sonunda Almanların Kazandığı Bir Oyundur

The-Last-LaughBir adam ki, lüks bir otelin giriş kapısı önünde görevlidir. Üzerinde şık bir üniforma. İşini en iyi şekilde yapmaya çalışır. Etrafındakilerden çok sevgi saygı görür. İşte bu adamın yeni bir dünyaya girişi işinden kovulmasıyla olur. Bir anda her şey tersine döner. Önceden ona saygıda kusur etmeyen, hizmet etmek için peşinde koşanların şimdi en büyük alay konusudur bu ihtiyar. Kimse tarafından adam yerine konulmaz artık. Bütün kapılar yüzüne kapanır. Kendi ailesi bile ondan utanır, ona sırtını döner. Büyük bir sıkıntının içine düşmüştür adamımız. Ailesi, evi, dostları, hepsi gitmiştir. Artık hiçbir şeyi yoktur. Ve anlarız ki sadece bir üniformaymış onun dünyadaki varlığını değerli kılan, üniforması gidince insanın her şeyi peşinden gidermiş.

Almanya’nın yetiştirdiği muhtemelen en büyük yönetmen F. W. Murnau’nun The Last Laugh filmi işte bu konu üzerine ilerliyor. Nasreddin Hoca’nın ‘Ye Kürküm Ye’sinden Zülfü Livaneli’nin ‘Üniforma’ adlı hikayesine kadar çok faklı dönemlerden ve coğrafyalardan birçok sanat eseriyle aynı temayı paylaşan bu sessiz sinema döneminin klasik filmi, karakter psikolojisine odaklanan bir alt sınıf hikayesi olarak çağdaşı olan yapımlardan ayrı bir öneme sahiptir… The Last Laugh filmi eleştirisi

 

Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s