Sivas (2014): Bir Çocuk, Bir Köpek ve İmkansız Bir Masal

Sivas

Olaylardan ziyade durumlara odaklanan, az diyaloglu, sabit kameralı kişisel anlatılar Türkiye’de festival sinemasının kalıpları olarak git gide kemikleşmekte ve bu durum, festivallerden ödülle dönen filmlere karşı sinema seyircisinde kaçınılmaz olarak olumlu veya olumsuz beklentilere neden olmaktadır. Venedik ve Antalya’da ödüller alan Sivas‘ın da bu başarısı doğal olarak zihinlerde filmin klişeleşen festival filmi anlatısı ile ilişkili olarak kodlanmasını tetikledi. Buna rağmen kesin olarak söylenebilir ki, Sivas tüm bu önyargıları boşa çıkaran ve bu cesareti ile Türkiye sinemasının geleceğine dair insanı umutlandıran bir film. Continue reading

Advertisement

Küf (2012): İnsanın Küfleşen ve Çürüyen Yaşamı

KufAli Aydın’ın ilk uzun metrajı olan Küf filmi, Venedik Film Festivali’nde aldığı ödülle dikkatleri üstüne çekmiş ve kısa zamanda birçok eleştirmenden olumlu görüşler almıştı. Özellikle Nuri Bilge Ceylan sinemasıyla bağ kurduğumuz minimalist sinema anlayışı, yönetmenin ilk filminde başarıyı getirdi ve Ceylan sinemasından sonra yeni bir minimalist örneği seyirciyle buluşturmuş oldu. Uzun planlar, uzun bakışlar ve az diyaloglarla bezeli olan Ali Aydın’ın Küf’ü, seyirci açısından izlenmesi güç olabilse de, insan kavramı üzerine düşündükleriyle oldukça farklılaşmakta.

Filmin konusuna gelince: Küf’ün başkarakteri, oğlunu 18 yıl önce yitirmiş bir demiryolları işçisi olan Basri. Continue reading