Gambit (2012): Rahatsız Etmeyin, Coen Kardeşler Dinleniyor

GambitTürkiye’de remake filmlere hala mesafeli yaklaşılırken ABD ve Avrupa sinemasında her yıl yeni remake filmler görücüye çıkıyor. Bunlardan biri de Gambit. Henüz Türkiye’de vizyon tarihi belli olmayan filmin orijinal versiyonu 1966 tarihli. 46 yıl sonra çekilen bu yeni versiyonu ise birçok eleştirmen tarafından orijinalinin kötü bir kopyası olarak değerlendirilse de, ben en azından eğlenceli bulduğumu söyleyebilirim.

Genel olarak soygun filmlerini hep eğlenceli bulmuşumdur zaten. Neden bilmiyorum ama janr farkı gözetmeksizin soygun filmleri bana çok hitap eder. Belki çoğu zaman Robin Hood-vari zenginden alıp fakire verme ülküsünün türevlerini konu edinerek sosyal adaleti yerine getirdikleri için seviyorumdur bu filmleri. Hele bir de komedi janrına yaslanıyorsa, tüm eksiklerine rağmen o soygun filmi benim için seyredilebilirlik özelliğine sahip olur kesinlikle. İşte Gambit tam da böyle bir film ve asla daha fazlasını vaat etmiyor.

Harry Deane resim sanatı konusunda uzman bir küratördür ve patronundan nefret eder. Onun şimdiye kadar kendine yaptıklarına karşılık bir intikam planı hazırlar. Bu plana göre, Texas’lı bir rodeocu olan Nicole ile işbirliği yaparak patronun koleksiyonunda bulunan bir Monet tablosunu yürütecektir ama tabii ki janrın gerektirdiği üzere işler yolunda gitmez.

Gambit

Gambit aslında pek de zekice bir senaryoya sahip değil. Ne dramatik çatısı inandırıcı, ne karakter dönüşümleri. Olay örgüsünde fazlaca klişe mevcut ve neredeyse hiç sürpriz barındırmıyor. Açılış jeneriğindeki animasyon ve müziğin etkisiyle, film boyunca sıklıkla kahkaha atacağımızı düşünüyoruz – ki bunda jenerikte okuduğumuz üzere Gambit’in senaryosunun Joel ve Ethan Coen‘e ait olmasının da payı büyük – ama aslında film çok hafif dozda ve modası geçmiş bir komedi anlayışına sahip. Belki orijinal filmin yapıldığı 1966 yılında, Londra’nın en lüks otelinde pantolonsuz gezen bir erkek güldürücü olabilir ama bugün buna gülecek insan bulmak zor.

Bu bakımdan Coen kardeşler kendilerinden beklenmedik derecede ortalama bir iş çıkarmışlar açıkçası Gambit’te. Sanki True Grit ve Inside Llewyn Davis arasında dinlenerek geçirdikleri zamana bir senaryo sıkıştırmış gibiler. Tabii ki bu Coen’lerin prestijini etkilemez ama ellerindeki malzemeyi verimli kullanamadıkları da bir gerçek. Bunda bütün kabahatin Coen’lerin senaryosunda olduğunu söylemek haksızlık olur; Michael Hoffman’ın rejisi de hiçbir özellik barındırmayacak kadar alelade. Bu sıradanlığın içinde havalı gözlüklerine rağmen Colin Firth bile yetersiz kalıyor. Yine de benim gibi soygun filmi sevenler için Gambit hafif dozda bir eğlencelik olarak seyredilebilir bir film ama seyretmeyenlerin de bir şey kaybedeceklerini söyleyemem.

Herkese iyi seyirler.

Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s