Django Unchained (2012): Tarantino Usulü Post-Modern Western

Django-UnchainedPulp Fiction, Reservoir Dogs, Kill Bill serisi gibi sinema tarihinin önemli filmlerine imza atmış Quentin Tarantino, son filmi Django Unchained (Zincirsiz) ile Western türüne post-modern bir yorum getirerek filmografisine farklı türde bir film kazandırmış oldu.

Filmi anlatmaya başlamadan önce Western türünden biraz bahsetmek gerek. Öyle ki tür filmleri içerisinde en net göstergeleri olan bir ikonografi cennetidir bu. Bir Western’i diğer filmlerden kolaylıkla ayırt edebilirsiniz. Kovboylar, Şerifler, Çöller, Vahşi kasabalar vb. bunların hepsi stereotipleşmiş birer Western göstergeleridir. 1903 yılında ilk Western olarak kabul edilen The Great Train Robbery‘den günümüze çok az şey değişmiştir. Özellikle öykü gelişimi anlamında klişeleşmiş hali: Yalnız kovboy kötülerle dolu, sorunlu bir kasabaya gelir. Kasabayı bu sorunlarından ve kötülerden temizler. Daha sonra kahramanlık sıfatına erer ve toplumda sıradan bir kişilik olarak hayatına devam eder. Tabii ki bu süreçte kahramanımız mutlaka erkektir ve de beyazdır. Tüm bu klişeleşmiş yapılar, Hollywood’un stüdyo sistemi döneminde zarar riskini aza indirecek bir faktör olarak kullanılmaktaydı. Western seven bir izleyici mutlaka bu filme gelecekti ve böylelikle filmden zarar etme riski ortadan kalkacaktı. Bu düşünceye, 40’lı 50’li yıllarda John Wayne filmleri fazlasıyla hizmet ederek Western türünün en bilinen oyuncularından biri olmuştu.

Amerikan İç Savaşı’dan 2 sene öncesinde, Güney bölgesinde geçen Django Unchained, Köle Django’nun Alman asıllı ödül avcısı Dr. King Schultz ile yollarının kesişmesiyle başlıyor. Django, eski efendisini ölü ya da diri ele geçirmek isteyen Schultz ile anlaşmaya varır ve özgürlüğü karşısında Brittle kardeşleri kendisine getirme sözü verir. Görev başarıyla tamamlanır ama ikilinin yolları ayrılmaz Schultz ve Django beraber Güney’in en çok aranan suçlularının peşine düşerler… Avlanma hünerini her geçen gün geliştiren Django’nun artık tek bir hedefi vardır; köle ticareti yüzünden kaybettiği eşi Broomhilda’yı bulmak ve onu kurtarmak…

Django-UnchainedDjango Unchained’de klişeleşmiş göstergeler, mekan tasarımı ve sanat yönetimi anlamında riayet ediyor. Hatta yan rollerdeki kahramanların seçiminde de geçmiş mitleri kullanıyor Quentin Tarantino. Ancak filmin asıl kahramanı yalnız kovboy, bir zenci olarak karşımıza çıkıyor. 40’lı yılların Amerika’sında böyle bir karakter sunulsaydı, insanların salonları yakacağını düşünebilirdik ancak zenci bir başkanı olan bir ülkenin bugünü hakkında bunu söyleyemeyiz. Aksine, vahşi ve barbar olarak gösterilenler, beyaz ve burjuvalardır.

Geçmişten günümüze Western mitlerini yıkan bir karakter konumlandırmasıyla, Quentin Tarantino bu türe post-modern bir yapı kazandırıyor. Hatta David W. Grifith’in The Birth of a Nation filminde kullandığı mitleşmiş siyahi karşıtı ırkçı örgüt Ku Klux Klan’ı da alaya alarak yine bir başka mite daha mizahi bir dil kazandırıyor yönetmen. Tabii ki tüm bu süreçte etkili olan bir faktör de oyuncuların performansları.  Özellikle Leonardo Di Caprio’nun köle taciri rolü filmin anlatı yapısına güç katıyor.

Quentin Tarantino son filmi Django Unchained ile seyircisini, Amerika’nın 1860’lı yıllarına götürerek herkesin eşitliğini savunan bir düşünceyi, Django karakterinin yaşamı üzerinden başarıyla anlatıyor.

Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s