Searching for Sugar Man (2012) : Bir Şarkısın Sen, Ömür Boyu Sürecek

Searching-For-Sugar-Man70’li yılların başlarında keşfedilip iki albüm çıkaran Sixto Rodriguez’in kariyeri, albümlerinin  bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar satılmasından sonra çok kısa bir sürede sona erecektir. Rodriguez’in yeteneğinin farkında olan müzik sektöründeki birkaç kişi için bu tam bir hayal kırıklığıdır; böylesine unutulmaması gereken bir yetenek nasıl olur da koca ülke tarafından görmezden gelinebilir? Ne var ki ‘son’ diye düşündükleri aslında mucizevi bir hikayenin başlangıç cümleleridir sadece. Çünkü Sixto Rodriguez’in albümleri tesadüfi ve kaçak yollarla bir şekilde Güney Afrika’da dinlenmeye başlayacak ve yıllar içerisinde Rodriguez Güney Afrika’da bir ikon haline gelecek, albümleri milyonlar satacak, herkes Rodriguez’in şarkılarını bir ağızdan söyleyecektir. Onun hakkında fikir sahibiolmak isteyen hayranları, ya Rodriguez’in bir konser sırasında kendisini yakıp intihar ettiğini ya da silahla kendini vurduğunu duyacaktır geçmiş haberlerde. Halbuki durum çok farklıdır, Güney Afrika’daki iki hayranı onunla ilgili bilgilere ulaşmak isterlerken Rodriguez’in aslında hayatta olduğunu öğreneceklerdir ve Anka kuşunun yeniden hayata dönüş hikayesi böylece başlayacaktır.

İşçi sınıfı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Rodriguez’in kendisini hep bu işçi sınıfının bir parçası olarak görüp yaşadığı Detroit’te şarkıları ilgi görmese de, ırkçılığın en şiddetli zamanlarında Güney Afrika’da karşılık bulur. Rodriguez bir devrim ikonu olarak, bir lider olarak Güney Afrika’da efsane ilan edildiğinde bunu onun da bilmesi gerektiğini, bilseydi daha mutlu olacağını düşünürüz izleyici olarak. İşçi sınıfından bir şarkıcının devrim ikonu olması kadar ilham verici bir hikaye olamaz diye düşünürüz ama Searching for Sugar Man‘in sihri başka bir gerçeklikte yatmakta. Bu başka gerçeklik, Sixto Rodriguez’in hiçbir zaman evinde sobayı yakıp ısınmaktan, sabahları montunu giyip karda bata çıka işe gidip gelmekten, işte çoğu kişinin para karşılığı yapmak dahi istemeyeceği ağır işlerle boğuşmaktan, bileğiyle para kazanıp çocuklarına bakmaktan vazgeçmeyeceği gerçekliktir. Onun için gitar çalıp şarkı söylemek, müzikle uğraşmak ve sanat eseri üretmek sadece insanlarla iletişime geçme yoludur ve bunu para için yapmamaktadır. Sadece yaşayacağı kadar paranın kendisine yettiğini bilen insanlar en huzurlu insanlardır ve Sixto Rodriguez yılların yorduğu huzurlu gözleriyle kameraya baktığında tek bir şey görürüz, o geç de olsa şarkılarıyla kitlelerle iletişime geçebilmiştir ve bu onun için yeterlidir.

Searching-For-Sugar-Man

Searching for Sugar Man, anlattığı hikayenin büyüsüyle izleyiciyi etkilediği kadar kurgusal başarısıyla da dikkate değer bir çalışma. Filmde de bahsedildiği gibi herkes bir gün keşfedilmek, fikirlerinin ve yaptıklarının göz önünde olmasını, değerlendirilmesini ve beğenilmesini ister. Sixto Rodriguez bu şansı buluyor ve bunun keyfini çıkarıp eski hayatına devam ediyor. Plak şirketi sahiplerinin filmde gösterdiği paraya susamışlığı, doyumsuzluğu göstermiyor ve maneviyatın asıl zenginlik olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu sene Oscar’larda en iyi belgesel ödülünü alan Malik Bendjelloul imzalı film, izleyicilere inanılmaz bir gerçek karakter hediye etmekte.

Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s