Bu hafta, üçü Türkiye yapımı olmak üzere toplam altı yeni film vizyonda olacak. Türkiye yapımlarının ilki Batur Emin Akyel’in ilk uzun metraj çalışması olan Meddah. Filmin ana karakteri Aziz, eskiden çok meşhur bir tiyatro oyuncusuyken şimdilerde otel odalarında etrafındaki bir iki dostunun yardımlarıyla yaşamaya çalışan yaşlı bir adamdır. Arada sırada vefalı bir insan olan organizatör Veli’nin ayarladığı gösterilerde meddahlık yaparak kazandığı üç beş kuruş para da ancak otel parasını karşılamaktadır. Hızlı yaşadığı hayat Aziz’in tüm vücudunu özellikle de kalbini fazlaca yormuştur. Fazla yaşayacak zamanı olmadığının farkında olan Aziz geçmişinde yaptığı bir hata yüzünden çektiği vicdan azabını dindirmek, af dilemek üzere son yolculuğuna çıkar.

Biray Dalkıran’ın senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini yaptığı Peri Masalı ise 114 kopya ile vizyona iddialı bir giriş yapıyor. Başrollerde Burcu Kıratlı ve Emre Kızılırmak gibi genç oyuncular yer alırken, Itır Esen ve Orhan Aydın gibi deneyimli oyuncularla filmin kadrosu zenginleştirilmiş. Naif bir aşk filmi seyretmek isteyenler için bu hafta ideal seçim Peri Masalı.

Başka Sinema kontenjanının ilk filmi ise Juliette Binoche’lu A Thousand Times Goodnight (Binlerce Kez İyi Geceler). Bir savaş fotoğrafçısı olan Rebecca’nın hikayesini perdeye ustaca aktaran Eric Poppe’nin bu son filmini Martin Ârseth “Norveç yapımlarında görmeye alışkın olmadığımız kadar sağlam bir sinema sanatı ve iletişim yeteneği” diye özetliyor. Montreal Film Festivali’nden 2 ödül alan A Thousand Times Goodnight haftanın kaçırılmaması gereken filmi.

Sinemaya defalarca uyarlanan Güzel ve Çirkin masalının yeni versiyonu La Belle et La Bête ise bir Fransa-Almanya ortak yapımı ve özellikle oyuncu kadrosuyla dikkatleri çekiyor. Asla modası geçmeyen Fransız aktör Vincent Cassel ve geçtiğimiz yıl La vie d’ Adèle ile kariyerinde basamak atlayan ve bu yıl Wes Anderson’ın The Grand Budapest Hotel’i gibi büyük bütçeli bir yapımda da yer almayı başaran Léa Seydoux’nun başrollerini paylaştığı film çocukların yanı sıra yetişkinlerin de ilgisini çekebilir. Filmin yönetmeni Christophe Gans’ı ise sinemaseverler Silent Hill ve Le pacte des loups (Kurtların Kardeşliği) filmlerinden hatırlayacaktır.

Michael Kohlhaas, haftanın diğer Başka Sinema filmi. Ortaçağ’da bir at satıcısının hikayesini sinemaya aktaran film için Ali Ulvi Uyanık “Reformist Martin Luther’le aynı dönemde yaşamış ve kararlılığından taviz vermeyen asi Kohlhaas’ın hikayesi, 16. yüzyılın karanlığını gerçeklikten en ufak bir taviz vermeden yansıtıyor. Doğal ışıklarda bazen gözünüz nesneleri seçmekte zorlansa da, filmin olayları tüm etkisi ve duygusuyla seyirciye geçirmekteki başarısı tam. Ritim, çağının ritmine uygun.” değerlendirmesine bulunmuş. Adalet ve intikam temalarıyla örülmüş bu tarihi filmin Cannes’da Altın Palmiye için yarıştığını da not düşelim.

Yves Saint Laurent ise bizi 1957 yılının Paris’ine, geleceğin ünlü modacısının gençliğine götürüyor. Laurence Benaïm’in kitabından sinemaya uyarlanan filmde Yves Saint Laurent’i Pierre Niney canlandırırken, sevgilisi Pierre Bergé rolünde ise  Guillaume Gallienne’i görüyoruz. Filmin IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic puanlarının oldukça düşük olsa da, 50’lerin Paris’ine ve modaya ilgi duyanların Yves Saint Laurent’i beğenebileceklerini de belirtmek gerek.

Hakan Haksun’u ilk olarak Bizimkiler dizisiyle tanıdık; dizinin hem oyuncu kadrosunda hem de senaryo ekibinde yer alıyordu. Daha sonraki yıllarda da senaryo çalışmalarına birçok projede devam eden Haksun’un ilk yönetmenlik denemesi ise 2003 yapımı Kolay Para idi. Şimdi uzun bir aradan sonra Kızım İçin’de Haksun’u bir kez daha yönetmen koltuğunda görüyoruz. Yetkin Dikinciler ve Eda Ece’nin başrollerini paylaştığı film bugün 28 kopya ile vizyona giriyor.

Herkese iyi seyirler.