The Big Sleep (1946): Humphrey Bogartsız Bir Kara Film Düşünülemez

The-Big-SleepFilm Noir, 1940’larda ortaya çıkan bir anlayış, bir görsel stildir ve birçok janra içinde kendisine yer bulmuştur. Kendisi bir janra veya bir hareket olmamasına rağmen, o kadar belirgin bir stildir ki, farklı janralarda yer alsa da kolaylıkla fark edilir.

Film Noir, Fransız eleştirmenler tarafından dönemin Amerikan yapımı suç / gerilim filmlerini belirtmek için üretilmiş bir terim. Bu filmleri diğerlerinden ayıran en temel özellik barındırdığı kuşkucu ton ve cinsel motivasyon. Bazı diğer hareketler gibi Film Noir da 2. Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş arasındaki siyasi istikrarsızlık döneminde ortaya çıktı. Bu dönemde ABD, güvensizlik ve paranoya içinde Amerikan rüyasının bir illüzyon olduğu gerçeğiyle yüzleşiyordu. Savaştan dönen erkekler sosyal hayata bir türlü uyum sağlayamamışlardı çünkü artık kadınlar kamusal alanda daha güçlülerdi. Artık ev kadını rolünde değil, iş hayatındaydılar. Hepsinin ötesinde House of Unamerican Activities Commity (HUAC), Amerikan halkını konformizm, sosyal baskı ve kitlesel paranoya ile tanıştırmıştı. Komünizmle savaşmak için her yolu deneyen ve bireyler üzerinde ciddi bir baskıya neden olan komitenin çalışmaları bir çeşit cadı avı gibiydi. Kısacası ABD siyasi, kültürel ve sosyal bir karmaşa içindeydi ve bu nedenle Film Noir, bu karmaşanın ve maskülen kimliğe bağlı olarak ulusal kimlik probleminin yansıtılması açısından oldukça önemli bir anlayış olarak ortaya çıktı… The Big Sleep filmi eleştirisi

 

Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s